Acıbadem Ataşehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Sofikerim, prostat kanseri hakkında doğru bilinen yanlışları anlatarak, öneri ve uyarılarda bulundu.

Erkeklerde en sık görülen kanser türlerinin başında prostat kanseri geldiğini belirten Sofikerim, “Dünyada yaklaşık bir milyon 500 bin civarında erkeğe prostat tanısı konuyor. Ülkemizde de durum farklı değil. Yaygınlığı; akciğer kanserinden sonra, 2. sırada yer alıyor. Böylesine sık görülen kanser türünde ise erken teşhis, hayat kurtarıyor.” ifadesinde bulundu.

Sofikerim, prostat kanserinin toplumsal farkındalığının yeterince oluşmamış bir hastalık olduğunu vurgulayarak, “Farkındalığı artırmak için eylül ayının ‘Dünya Prostat Kanseri Farkındalık’ ayı olduğuna dikkat çekti.

Prostat kanserinin, kansere bağlı ölümlerde ikinci sırada yer aldığını söyleyen Sofikerim, “Prostat, yaklaşık olarak bir ceviz büyüklüğünde, erkeklerde mesanenin altında yerleşmiş, üreme faaliyetleri için çeşitli salgılar üreten bir organdır. Prostat kanseri ise prostat dokusunu oluşturan bazı hücrelerin anormal seyrederek tümör oluşturması sonucu meydana geliyor. Tümörler, prostatın sadece belirli bir kısmında gelişebileceği gibi birden çok kısmında da gelişebiliyor.” dedi.

Sofikerim, hastalığın erken dönemlerinde genellikle hiçbir belirti vermediğine değinerek, hastalığın gelişim sürecini “Tedavi edilmezse zamanla büyüyerek idrar kanalına baskı yaratabiliyor. Böyle hastalarda idrar yapmayla ilgili bazı şikayetler görülüyor.” şeklinde açıkladı.

Prostat kanseriyle ilgili doğru bilinen yanlışları anlatan Sofikerim, özelikle risk grubundaki kişilerin kontrollerini ihmal etmemesi için doğruları şöyle sıralıyor:

1.Yanlış: ‘Prostat kanseri yalnızca yaşlı erkeklerde görülür’

“Her zaman olmasa da evet, ancak hastaların önemli bir kısmı da 50 ve daha genç yaşta olan erkekler. Bu nedenle, erken teşhis için 50 yaşın altındaki erkeklere de prostat kanseri taraması öneriliyor. Özellikle ailesinde prostat kanseri olan kişilerin 40 yaşından sonra kontrollere başlaması daha önemli hale geliyor.

2.Yanlış: ‘Şikayetim yoksa prostat kanseri yoktur’

Hayır. Prostat kanseri en az şikayet veren kanserlerin başında geliyor. Özellikle erken evredeki kanser hastalarında şikayet oluşmuyor. Ancak ilerleyen evrelerde şikayetler başlıyor.

3.Yanlış:‘Prostat kanseri hızlı ilerlemez’

Çoğu prostat kanserinin yavaş ilerleme eğiliminde olduğu doğrudur. Ancak önemli bir kısım hastada, kanser çok saldırgan ve hızlı seyredebiliyor.

4.Yanlış: ‘Ailemde prostat kanseri yok, ben de olmam’

Aile öyküsü ve bazı ırklar prostat kanseri riskini artırsa da birçok hastanın ailesinde prostat kanseri yoktur ya da bilinmiyordur. Yapılan çalışmalar hastaların ancak yüzde 15’inin ailesinde prostat kanseri öyküsü olduğunu gösteriyor. Birinci derece akrabalarından birinde prostat kanseri olanlar kişilerde risk 2 kat, ailesinde 2 kişide prostat kanseri görülüyorsa risk 5 kat, üçünde görülenlerde ise 11 kat artıyor.

5.Yanlış: ‘PSA prostat kanser testidir’

Kan örneğiyle bakılan PSA (prostat spesifik antijen) kanserli hücreden değil, prostat tarafından salgılanan bir belirteçtir. Kanserde olduğu gibi kanser dışı birçok prostat hastalığında da PSA yüksekliği görülebilir.

6.Yanlış: ‘PSA testi muayenenin yerini tutar’

Sadece PSA’ya bakılırsa, prostat kanserlerinin yaklaşık dörtte birini atlamış, gözden kaçmış olur. PSA’nın yükselmediği bazı prostat kanserlerinde tanı konabilme şansı rektal muayene ve prostat multiparametrik MR tetkiki sayesinde olur.

7. Yanlış: ‘Prostat kanseri çevreme ya da eşime bulaşabilir’

Prostat kanseri bir enfeksiyon hastalığı gibi bulaşıcı bir hastalık değil. Cinsel ilişki ile de bulaşmıyor.

8. Yanlış: ‘Prostat kanseri tedavisi sonucunda idrar kaçırma ya da iktidarsızlık kaçınılmazdır’

Prostat kanser ameliyatları veya ışın tedavisi sonrası görülebilen sorunların en sık idrar kaçırma ve iktidarsızlık olasılığı olması doğrudur. Ancak günümüzde gelişmiş tıbbi yöntemler laparoskopik ve robot yardımlı laparoskopik cerrahi ve deneyimli ellerde bu sorunlar oldukça nadir görülür.

9.Yanlış: ‘Bazı yiyecekler ve sık cinsel ilişki prostat kanserine neden olur’

Cinsel ilişki ve bazı yiyecekler, prostat kanseri nedeni olamaz. Prostat kanseri riskini yükselten etkenlerin başında genetik özellikler ve sigara gibi zararlı alışkanlıklar geliyor.

10.Yanlış: ‘Doğru beslenme ve vitamin takviyeleri, bitkisel ilaçlarla ile prostat kanserinden tamamen korunabilirim’

Beslenme ve yaşam tarzının genel anlamda kanser oluşum süreçlerinde olumlu etkilere sahip olduğu bilinse de, yalnızca bu yöntemlerle prostat kanserinin tedavi edileceği fikri yanlıştır.”

Hibya Haber Ajansı