Türkiye Siyaseti Genel Seçim Gerçeği - 42 -

TÜRKİYE Siyasetinde Merkez Sağ Sancısı Kısa Tarihi

“Türkiye Genel Siyasetinde Seçimler Gerçeği” yazı dizilerim yerel ve genel olmak üzere iki ayrı başlıklı yayınlarla 2004’ten bu yana birçok gazetede devam ediyor. Sitelerde yayınlanan tüm yazılarımız ise ne yazık ki site tasarımları hemen hemen her 3 yılda bir yenilendikçe eski sistemlerle birlikte silinip gidiyor…

Türkiye’de genel seçimlerde seçilen Halkın çok sevdiği, benimsediği, güvendiği adaylar bazen yerel seçimlere kendi kişisel başarılarıyla katkı sağlamış olurlardı. Şimdi bu yaşanan seçim gerçeği çok ama çok azaldı. Çünkü seçilecek sıralarda Halkın sevip güvendiği kişileri değil, tepeden hak etmeden seçtirecekleri adayları sıralayıp riskli sıralara kendilerini kurtarmak için Halkın istediği adayları yazıyorlar. Yazıyorlar diyorum çünkü Türkiye’de hiçbir siyasi partide HÂKİM HUZURUNDA TÜM PARTİ ÜYELERİYLE ÖN SEÇİM YAPILMIYOR. İktidarı ve Muhalefeti ile tüm siyasi partiler demokrasiden, haktan, adaletten söz ediyorlar. Kendileri de parti içinde demokrasiyi KATLEDEREK seçilip karşımıza çıkıyorlar. Bakalım Türkiye’de demokrasi katledilişi siyasette nerelere varacak? …

KILIÇDAROĞLU Merkez Sağı Yeniden Şekillendiriyor

21 yıllık AKP İktidarının ilk kez TEK İktidar Hükümeti kuramama seçimine giderken Türkiye’de bu 21 yıllık saltanata karşı Muhalefet Partileri planlı siyasetle birleşerek başarıyla ilerliyor. Kemal KILIÇDAROĞLU’nun CHP’nin başına geliş şeklinin çok çirkin olduğunu her zaman dile getirmişimdir. Bu çirkinlik CHP içerisinde yaşanırken aslında hep bir planla ilerlendiğini, uzaktan bir elin bir düğmeye zamanı geldiğinde sürekli bastığını yazılarımda hep vurguladım. Uzun bir süreçle bu günleri hazırlayan KILIÇDAROĞLU yeri geldi RTE’ye Cumhurbaşkanlığını hediye de etti. 10 Ağustos 2014 yılında gerçekleşen muhalefetin (CHP-MHP) Ekmeleddin İHSANOĞLU Çatı Adaylığı tercihi ve 24 Haziran 2018 Muharrem İNCE’ye sandıklarda yeterince sahip çıkılmayıp üzerine bir de tutanakların itiraz edilmesi için İNCE’ye verilmemesi siyaseti doğru ve tarafsız takip edenlerin gözlerinden kaçmadı. Buradan şu sonuçta çıkıyor, “Bırakın RTE bitene kadar seçilsin, biz gereğini zamanı geldiğinde yaparız” gibi. Bu görüşü saptadıklarını açıklayan kesimlerde çok yüksek. Peki, bu gerçek doğru ise Türkiye’nin ve Milletimizin geleceğinin bu kadar kötüye gitmesi bile bile seyredilmiş olmuyor mu? Ben yine de iyi niyetli düşünerek, muhalefetin siyasette başarısız olduğu için RTE’nin seçimleri açık ara kazandığına kanaat getiriyorum…

Tamda burada muhalefetin başarısızlığını kabul edip uzun soluklu planında siyasi değişikliklere gittiğini görüyorum. Muhalefet 2014 yılında CHP-MHP İttifakı kurarak ÇATI ADAY hamlesi ile RTE’yi devirmeye çalıştı olmadı. 2018’de Meral AKŞENER’in adaylıkta diretmesi ile muhalefet ayrı ayrı adaylarla seçime girdi. Eğer Meral AKŞENER diretmeseydi Kemal KILIÇDAROĞLU Abdullah GÜL’ü ÇATI ADAY yapmak istiyordu. Meral Hanım İYİ Partiden aday olunca CHP Genel Merkezi Muharrem İNCE’yi hiç istemeden aday göstermek zorunda kaldı. Bu isteksizlik ve adaylarına sahip çıkmama Türkiye’nin çok zor aşılacak KARANLIĞA girmesine sebep oldu. Kemal KILIÇDAROĞLU “Çatı Adayı denedim olmadı, ayrı ayrı seçime girdik yine de 2. Tura kalamadık olmadı” diyerek, şimdi AKP’den kopan Ahmet DAVUTOĞLU ve Ali BABACAN’ı tıpkı İyi Partiyi TBMM’nde var ettiği gibi var etmeye çalışacak…

TÜRKİYE Siyasetinde Merkez Sağ Sancısı Kısa Tarihi

Aslında MİLLET İTTİFAKI 5 Mayıs 2018’de CHP-İYİ Parti-Saadet Partisi ve Demokrat Parti ile seçim ittifakı olarak kuruldu. 2023 Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için 4’lü seçim ittifak büyüdü, GELECEK Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) kurularak 6’lı İttifak oldu. KILIÇDAROĞLU iki yeni MERKEZ SAĞ siyasi partisini ve diğer üç MERKEZ SAĞ siyasi partisini Türkiye’nin yitirdiği eski Merkez Sağ siyaseti anlayışına yeniden kazandırarak RTE’yi yenmek istiyor. Seçim gerçeği olarak zaten Genel Seçimler ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi birlikte olacağı için bu plan doğru hazırlanmış. Son iki yılda 6’lı İttifakta birkaç yanlış iç süreç olsa da çalışmaları doğru ilerliyor. Burada HDP’nin ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel KARAMOLLAOĞLU’nun hakkını vermek lazım. 6’lı İttifakta ne zaman KILIÇDAROĞLU’na karşı bir atak olsa açıklamalarıyla DENGEYİ korudular. Son zamanlarda ise Ahmet DAVUTOĞLU ve Ali BABACAN da KILIÇDAROĞLU’nun Cumhurbaşkanlığı Adaylığının kesinleşmesinde denge oldular. Meral AKŞENER’in ve E. İMAMOĞLU’nun yaptığı fevri ve yanlış çıkışlar neredeyse planın ilerlemesini bozuyordu…

Türkiye CUMHURİYETİ Devleti kurulurken Gazi Mustafa KEMAL ATATÜRK vatan toprağında yaşayan tüm Halkların siyasi görüşlerini GAZİ MECLİSTE toplamış ve CUMHURİYET Devletini kurarken birleşimi tam olarak sağlamıştı. Şimdi 100 yıl sonra ne acıdır ki, sadece muhalefet olarak zor birleşebildik, bir ittifak altında zor toplandık. Hatta bir ittifak çatısı altında bile değil, EMEK ve ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI adı altında HDP kapatma davası sürdüğünden Yeşiller ve Sol Gelecek Partisinden (YEŞİL SOL PARTİ), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek Partisi (EMEP) olarak 2023 genel seçimine giriyorlar. Cumhurbaşkanlığında Millet İttifakının Adayını destekleyip kendi ittifaklarından aday çıkarmıyorlar. Merkez Sağ Siyasetinin dağınıklığı ve kendi özlerini kaybetmeleri bu zor günleri ve bu güzel ittifakları zaruri yarattı…

Bülent ECEVİT ve Süleyman DEMİREL’İN Cemaatlere Mecburen Yaklaşması

Türkiye’de Merkez Sağın 1964’te Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisini TÜRK İSLAM Sentezcilerinin ele geçirmesi ve 1969 yılında adının Milliyetçi Hareket Partisi olarak değişmesinden sonra MHP siyasetinin özünden sapmasına, Milliyetçilikle, İslam’ı kötüye kullananların dayandığı bir güç olmasına yol açarak Merkez Sağın siyasi anlayışını ve özünü yok etti. Tabi ki Türk-İslam Sentezcileri İslam Dininden geçinerek, 1980 baskısıyla milletimizin üzerinde dini açıdan duygu sömürüsüyle GERİCİ-TETİKÇİ-ELİ KANLI CEMAATLERİ dış güçlerden de destek alarak yarattı. 1960’larda planlanan bu gerçek 1970’lerden sonra sağın içinde görünmeden sağı kullanarak saklandı ve sağı kullanarak korundu. Kendisini biraz daha aydın sayan Merkez Sağ siyasileri Doğru Yol Partisinde çoğunlukla buluştu. Milli görüşçüler ise 1970’lerde Milli Selamet Partisi, 1980 sonrası Fazilet Partisi ve Refah Partisi olarak kanlı siyasetten uzak duran bir anlayışı çok zor korumaya çalıştılar…

1970’lerde Bülent ECEVİT ve Süleyman DEMİREL de partilerinin seçmen oylarının yetersizliğinden cemaatlere yaklaştılar. Hatta 1980 sonrası CHP’nin yerine kuruldu denilen DSP için Cemaatten yüklü paralar alındı. Cemaatlerin DİN İşlerini bırakıp, Dini de kullanarak DEVLET işlerine soyunması hem Sol siyaset içerisinde hem de Sağ siyaset içerisinde kendisine önü alınamayacak KADROLARDA yol buldu. Ordunun içinde bile cemaat güçlenmişti… Merkez Sağ Siyasetinde yaşanan bu SANCILAR yerini milliyetçiymiş gibi, muhafazakârmış gibi, milliymiş gibi görünen AKP gibi ne olduğu ve neyi savunduğu belli olmayan bir siyasi yolu ve yurt içi-yurt dışı DEVASA para gücünü yarattı…

Türkiye’de Merkez Sağda planlı sancılar yaratılarak bozulan Türkiye Siyaseti, şimdi Kemal KILIÇDAROĞLU başta olmak üzere Millet İttifakı ve Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenleriyle düzeltilmeye çalışılacak. Türkiye’nin geleceği için RTE’nin, AKP’nin, MHP’nin ve HÜDA-PAR gibi ülkemize zarar veren siyasiler ve siyasi partilerin mutlaka yok olması lazım. Kemal KILIÇDAROĞLU’nun çıktığı yolda bu süreci Merkez Sağı YENİDEN DOĞRU ŞEKİLLENDİREREK yol aldığına ve başarılı olacağına inanıyorum.

Aydınlık Bir Türkiye, İlerici Bir Yaşam İçin MUHALEFETİN Tüm İTTİFAK Partilerine Başarılar Dilerim.

YAŞASIN CUMHURİYET!

Beyhan BALABAN

Cumhuriyet’in KALEMİ