Millet; aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluktur.
İttifak ise; bir konuda ya da bir hedef doğrultusunda anlaşma sağlamak; fikir birliği yapmak, karara varmak, söz ve oy birliği yapmak.
Türkiye insanı sanki iki ittifaktan oluşuyor gibi algı yaratılıyor.
Oysa ülkemizde 116 siyasi parti aktif halde siyasi çalışmalarını devam ettirmektedir.
Cumhur ittifakında 6 parti;
Millet ittifakında 6 parti yer alıyor.
İki ittifaktaki siyasi partiler toplamı 12’dir.
Bu ittifakların dışında 104 parti daha mevcut.
Çoğumuz ne adlarını ne logolarını ne de yerlerini biliyoruz.
Her iki ittifakın dışında kalan 104 parti daha bu topraklarda yaşıyor.
Aramızda dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliğimiz elbette ki var.
Mevcut iki ittifakın dışında siyasi görüşü olan insanları yok mu sayacağız?
Oradaki insanlar VATANDAŞLIK görevlerini yerine getirmiyor mu?
İnsanların farklı siyasi görüşleri ve farklı siyasi tercihleri olamaz mı?
Elbette olabilir ve olmalıdır da.
Tek tip insan ve tek tip siyasi anlayıştan ülkeye bir yarar sağlayamazsınız.
Çok sesliliği ve çok renkliliği savunan sözde demokratlar bile bu sarmalın içine çekildiler.
6’lı masaya baktığımda bir döneme damga vuran Osmanlı Bankası reklamları geliyor aklıma. Yaşı yetenler hatırlayacaktır.
“Yok aslında biri birimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız”, derlerdi.
Kurtuluş Savaşı’ndan sonra milletin dişiyle tırnağıyla kurduğu Cumhuriyet fabrikalarını özelleştirme adı altında haraç mezat yabancılara satan; şimdilerde millilik söylemlerinde bulunan Ali BABACAN’la bir araya gelmek millilik miydi?
“Ömrüm CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti” ve “hala bu mücadele mi devam ettiriyorum”,
“Yerli ve milli uçağımız göklerde”, diyerek seçim zamanı ülkenin tüm billboardlarını donatan ve halkına doğruları söylemeyen dönemin başbakanı Ahmet DAVUTOĞLU ile bir araya gelmek ne kadar yerliydi?
2 Temmuz 1993 yılında Sivas’taki Madımak otelde 35 insan yakılırken “gazanız mübarek olsun”, dediği iddia edilen Temel KARAMOLLAOĞLU ile bir arada olmak nasıl bir insan hakları savunuculuğudur?
90’ların siyasi lideri Tansu ÇİLLER’in İç İşleri bakanıydı. O dönemin şahitleri Meral AKŞENER’i iyi hatırlayacaklardır. Fazla söze gerek yok.
Solcular, sosyalistler, komünistler ve benzeri düşünceye sahip olan; ancak biraraya gelemedikleri için hep azınlık olarak muhalefette bırakılan gruplar ne yapsın?
Sistem gereği
“aşağısı sakal yukarı bıyık”, deyip mecbur bırakılan siyasi tercihlerini kötünün iyisidir diyerek yaptılar?
CHP yönetimleri sağdan oy alabilmek için birçok şey denedi.
Bizlere Ekmelettin İHSANOĞLU vakasını yaşatan ve bizlerde travma etkisi yaratan CHP üst yönetimi bu halka yeni bir travma daha yaşattı.
Her seçim sandığa sahip çıkamama sendromunu yaşadık ve
her seçim umutlarımızı çaldılar.
CHP uzun süredir kuruluş amaçlarından bolca taviz verdi
vermeye de devam ediyor.
Geldik gidiyoruz dünyadan;
sol bir partinin iktidar olduğunu göremeden öleceğiz ya ona yanarım…
6 Haziran 2023