Her gün yeni gündem ve her gün ittifakla ilgili farklı haber.
Altılı Masa; zor bir masa...
6 benzemezden bir birlik çıkarma niyetini ve gayreti veriliyor.
Birbirinden ayrı taban beklentilerine sahip olan altı partinin belli bir programda uzlaşmaları ve ortak hedefe birlikte yürümeleri kolay bir iş değil.
Altılı Masa , ağır konuları geri plana çekerek, önce üzerinde hemfikir oldukları ve toplumda bir karşılık bulacağını düşündükleri alanlara yoğunlaşıyor. Güçlendirilmiş parlamenter sistem, bunlardan biri; çünkü toplumda mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ciddi sorunlara neden olduğu yönünde geniş ve yaygın bir taraflılık var. Altı farklı partinin birlikteliğini sağlayan zemin de bu kanaat üzerinde yükseldi.
Ancak iş zor.
Zaman geliyor, süre daralıyor.
Önemli konularda hızlı davranmazlarsa “Bunlardan bir şey olmaz” algısı çok çabuk bulunan taraftarın kaybını getirir.
Sürece bakalım.
Adaylık tartışmaları başladığında, ortada dört aday vardı: Kılıçdaroğlu, Akşener, Yavaş ve İmamoğlu.
Zamanla aday sayısı azaldı. İlkin Akşener, başbakanlık koltuğuna talip olduğunu açıkladı. Aday sayısı üçe düştü.
Sonrasında Yavaş ve İmamoğlu’na CHP yönetimi yeşil ışık yakmadı; gerek Kılıçdaroğlu ve gerek diğer CHP yöneticileri onların belediye başkanı olarak vazifelerine devam etmeleri gerektiğini belirttiler.
Siyasetin doğası işliyor, belediye başkanlar minderin dışında ve meydanda ortak aday olabilecek bir tek Kılıçdaroğlu kaldı.
Kılıçdaroğlu, resmen ilan etmese de, adaylık kimliğini kuşandı ve fiilen bir kampanya yürütmeye başladı. Kampanyası her gün yeni bir boyut kazanıyor. O, artık hazır olduğunu belirtiyor, birinci tekil şahısla vaatlerde bulunuyor, “helalleşme” ve “hesaplaşma” temalı –bazen dengesini bulmakta zorlandığı- iki taraflı bir söylem geliştiriyor ve CHP’li belediyelerin etkinliğinde Cumhurbaşkanı olarak takdim ediliyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu kadar mesafe kat ettikten sonra geri dönmesi çok zor; ne partisini ne de tabanını kendi adaylığı dışında bir seçeneğe ikna edebilir. Onun haricinde biri, o masadan ortak isim olarak çıkmaz gibi!
Eğer muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu olacaksa da bunu kamuoyuna açıklamak gerekir. Ertelemenin bir faydası yok.
Bazı CHP’liler ki bu ulusalcı tayfa, oranı-etkisi parti içinde etkileyeceği oy anlamında yüzde 2. Yani ulusalcıların tetiklediği “İktidar, muhalefet adayın üzerine çullanır” argümanı, Kılıçdaroğlu için anlamsız.
Çünkü o, oniki yıldan bu yana Kılıçdaroğlu’nun geçmediği test kalmadı. Etnik kimliğinden mezhebine, SSK Genel Müdürü olmasından seçim yenilgilerine kadar ona karşı kullanabilecekleri bütün cephane tüketildi.
Veriler adaylıkta tek isme düşmesiyle birlikte Kılıçdaroğlu’nun popülaritesi ve desteği arttı.
Ancak, ivedi ortak program ve aday açıklaması yapılmazsa iş zor.