Gazeteciler Suç Üstü Yakalanırlarsa...

Mersin’de 8 gazete, hayali traj beyanında suç üstü yakalandılar! Gazeteciler bunu yaparsa halk kime inanacak...

Abone Ol

İlanın Yalanı!

Mersin’de gazetecilik adına utanç verici bir olay patladı.
Basın İlan Kurumu (BİK) denetçileri, kentteki gazete bayilerine yaptığı ani baskınla, 8 yerel gazetenin aslında hiç satılmadığını, sadece kağıt üstünde satış gösterildiğini tespit etti.

Sonuç mu?
13 Haziran 2025’ten itibaren bu 8 gazetenin resmi ilan ve reklam yayımlama hakları iptal edildi.

Bu gazetelerin sahiplerini tanıyorum. Kimini kırk yıllık geçmişinden, kimini sonradan sektöre sızan “yatırımcı” kisvesinden. Yarıdan fazlası başka işlerin patronu… Diğer yarısı ise mesleğin içinden geliyor, duayen sayılıyor. Ama ne yazık ki bu rezil oyunda hepsi aynı cephede buluşmuş:

Az baskı, hayali satış, bol ilan parası!

Gazeteciliği yaşam biçimi olarak görenlere ihanet edercesine, devletin kurumunu aldatıp, milletin kaynağını hortumlamışlar.

Kim mi bu isimler?

Demokrat geçinenler, halkçılık nutukları atanlar… Haram yemez diye kendini pazarlayanlar…
Mangalda kül bırakmayanlar, köşelerinden belediye başkanlarına şantaj yapanlar…
Meslek örgütlerinde ahlâk dersi verir gibi saf tutanlar…
Kağıtçılıktan gelip bir gecede patron olanlar…
Bir de patroniçeler var tabii; bir elinde çanta, diğer elinde gazete…

Hepsinin ortak noktası belli:
Gerçek satmadan, yalanla ilan parası kazanmak!

Şimdi soruyorum:
Bu mudur gazetecilik?
Bu mudur kamu hizmeti?

Hayır! Bu olsa olsa kurnazlıkla kamunun cebine el uzatmak, gazeteciliği kirletmektir.

Gazetecilik; açken de tokken de onurla yaşanacak bir meslektir.
Fedakârlıktır.
Göründüğün gibi olmak, başkalarının hakkına el uzatmamak, haksız parayı reddetmektir.

Bugün ister meslek içinden gelsinler, ister dışarıdan... Bu isimler suçüstü yakalandı.
Artık bırakın kalemi, köşeyi, gazeteyi...

Bu meslekten elinizi çekin!

Japonya’da kamuyu zarara uğratan, yalanı ortaya çıkan, yöneticiler istifa eder, hatta harakiri yapar.
Bizde ise hâlâ “mağduruz” edebiyatı yapanlar var.

Kendini aklamaya değil, aynaya bakmaya cesaretin varsa oradan başla.

---

Not:

Gazetecilik bir meslek değil, bir vicdan işidir. Kalemini menfaatin emrine verenin ne sözü kalır ne itibarı. Unutmayın, kalemin namusu sahibinin şerefidir.