DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, son dönemde ülkenin dört bir yanında çıkan orman yangınlarına ilişkin sert açıklamalarda bulundu. Ekmen, "Sözlerime şu soruyla başlamak istiyorum: Kaç yangın daha çıkmalı, kaç can daha yitip gitmeli?" diyerek konuşmasına başladı.
Akdeniz havzasının orman yangınları açısından en riskli bölgelerden biri olduğunu belirten Ekmen, tıpkı depremlerde olduğu gibi yangınlara karşı da gerekli önlemlerin tam anlamıyla alınmadığını savundu. Yangınlarda yanıp kül olan ormanların yanı sıra, bu felaketlerde hayatını kaybeden orman işçileri ve AKUT gönüllülerini de rahmet ve minnetle andı. Ekmen, Eskişehir'deki yangında şehit düşen Sercan Utmi, Hilmi Şahin, Eyüp Dereli, Tolunay Kocaman, Enes Kızılyel, Muharrem Can, İlker Onarıcı, Tekin Enes Sarıyıldız, Bayram Eren Arslan, Alperen Özcan ile Bursa'daki yangında kalp krizi geçiren itfaiye eri Ramazan Şaşkın ve tanker kazasında yaşamını yitiren Kazım Bayrak, Mehmet Şimşin ve Ahmet Demir'in isimlerini tek tek sayarak ailelerine başsağlığı diledi.
Kahramanlara Kapsamlı Sosyal Destek Talebi
Ekmen, bu değerli insanların "kahraman" olarak anıldığını ancak geride kalan aileleri için Sosyal Güvenlik Kurumu'nun emeklilik dışında kapsamlı bir desteği bulunmadığını dile getirdi. "Kahramanlık sadece anılarda değil, sosyal politikada da karşılık bulmalı" diyen Ekmen, orman yangınlarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına yönelik özel sosyal programlar geliştirilmesi, maddi destekten psikolojik desteğe kadar sürdürülebilir bir sistemin kurulması gerektiğini vurguladı.
Yangınların Nedenleri Araştırılmalı: Maden ve Turizm İddiaları
Yangınların sadece iklim değişikliği, ihmalkarlık veya bilinçsizlikten mi kaynaklandığı sorusunu soran Ekmen, "Yoksa işin arka planında maden, turizm yatırımları ya da bazı organize uygulamalar mı var?" ifadelerini kullandı. Gazeteci Yusuf Yavuz’un araştırmalarına atıfta bulunarak, 2012–2022 yılları arasında orman yangınlarının çıktığı bölgelerle maden ruhsatı verilen alanların büyük ölçüde örtüştüğüne dikkat çekti. İzmir, Uşak, Manisa, Bursa, Kahramanmaraş, Karabük, Hatay ve Mersin gibi illerdeki eşleşmelerin "dikkat çekici" olduğunu söyledi.
Ekmen, bu yangınların maden faaliyetlerini kolaylaştırmak veya köylüleri bölgeden uzaklaştırmak amacıyla çıkarıldıysa bunun "açık bir insanlık suçu, büyük bir vahşet" olduğunu belirtti. Bu nedenle Cumhuriyet Başsavcılıklarının derhal harekete geçmesi ve iddiaları titizlikle incelemesi gerektiğini ifade etti. Milletvekili olarak bu konuda bir soru önergesi vereceğini ve gelen resmi yanıt doğrultusunda suç duyurusunda bulunacağını da kamuoyuna açıkça duyurdu.
İhmaller ve İddialar: Enerji Nakil Hatları ve Dezenformasyon
Mersin ve Antalya valiliklerinin resmi açıklamalarına göre enerji nakil hatlarının yangınlarda ciddi bir risk oluşturduğuna değinen Ekmen, bu hatların yenilenmemesi veya bakımının yapılmaması nedeniyle çıkan yangınlardan ilgili enerji şirketlerinin sorumlu olduğunu dile getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’a bu konuda acilen harekete geçme çağrısı yaptı.
Yangınların terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddialarına da değinen Ekmen, bu tür doğrulanmamış bilgilerin toplumda korku ve infiale yol açabileceği uyarısında bulundu. Özellikle bazı bölgelerde araç plakalarına bakılarak vatandaşların hedef alındığına dair haberlerin "toplumsal barışı tehdit eder" bir tablo çizdiğini belirtti. Dezenformasyonla Mücadele Birimi Başkanı Furkan Torlak ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı sosyal medyadaki provokatif içeriklerle ilgili daha etkin bir çalışma yürütmeye davet etti. Bursa’da FETÖ bağlantılı bir kişinin yangın çıkardığı iddialarının da ciddiyetle soruşturulması ve kamuoyuna şeffaf bilgi verilmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye Yangınla Mücadelede Geride Kalıyor
Ülkeler arası karşılaştırmalar da yapan Ekmen, Türkiye'nin yangınla mücadele kapasitesinin Akdeniz ülkelerine kıyasla yetersiz olduğunu savundu. "Ülkemizin dört bir yanı yanıyor. Şimdiye dek yaklaşık 15 bin futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanımızı kaybettik" diyen Ekmen, Türkiye'nin neden hâlâ bütünleşik bir yangın eylem planına sahip olmadığını sorguladı.
Orman Genel Müdürlüğü'nün yangınla mücadele planının AFAD, belediye itfaiye teşkilatları, Türk Silahlı Kuvvetleri veya emniyet birimleriyle koordineli ve entegre olmadığını belirtti. Yunanistan'ın orman alanı Türkiye'nin altıda biri olmasına rağmen 18 bin personeli varken, Türkiye'de 25 bin personel bulunduğunu kaydeden Ekmen, orman varlığına göre orantılı bir kadro kurulsa bu sayının en az 120 bin olması gerektiğini ifade etti. Yunanistan'ın 2.1 milyar Euro bütçeyle kapsamlı bir eylem planına sahip olduğunu, Türkiye'nin ise en az 10 milyar Euro bütçeye ihtiyacı olduğunu ancak bütçenin faize ve kur korumaya ayrıldığını söyledi.
"Bütünleşik Eylem Planı Hemen Oluşturulmalı"
Ekmen, tüm bu tablonun, Türkiye'nin orman yangınlarına karşı hâlâ bütünleşik, çok aktörlü ve bilim temelli bir ulusal eylem planının bulunmadığını açıkça gösterdiğini belirtti. Yangınların yalnızca bir "afet" olarak tanımlanamayacağını, artık ekonomik, sosyal ve stratejik bir krize dönüştüğünü vurguladı. Yangınların ardından bazı bölgelerin turizm, enerji veya madencilik yatırımlarına açılacağı yönündeki endişelerin, orman varlığının geleceğini doğrudan tehdit ettiğini dile getirdi.
"Mevcut durumda, AFAD’ın afet eylem planı güncel değildir; Tarım ve Orman Bakanlığının planı ise yerel yönetimler, güvenlik birimleri ve diğer kurumlarla entegre değildir. Ayrılan bütçe yetersiz, koordinasyon zayıf, müdahale gücü sınırlıdır" diyen Ekmen, sözlerini "Artık geç kalmadan, tüm kurumları kapsayan, güncel, yeterli kaynakla desteklenen, bütünleşik bir ulusal yangın eylem planı hazırlanması kaçınılmazdır" diyerek tamamladı.