Her gün aynı gökyüzü, her gün aynı pus… Anamur’da, Mersin’de, başka kentlerde; uçaklar geçiyor, izler kare kare yayılıyor, güneş birkaç saat içinde sütlü bir perde arkasına saklanıyor.
Buna “alışın” deniyor ama bu alışılacak bir şey değil. Çünkü olağan olan açıklanır, tekrar eden izah edilir, halka anlatılır.
Bugün ise sadece susuluyor.
Susuldukça şüphe büyüyor, sinirler geriliyor, insanlar kendini aptal yerine konulmuş hissediyor.
Kimse “zehirleniyoruz” demek zorunda değil ama herkes şunu sormakta haklı: Her gün gözümüzün önünde olan bu değişim nedir? Meteoroloji neden konuşmaz, yetkililer neden detay vermez, bilim neden halka inmez?
Gökyüzü bizim başımızın üstünde ve bu ülkede gökyüzü hakkında soru sormak hâlâ bir haktır. Susarak geçiştirilen her gün, gerçeğin değil güvensizliğin üzerimize çöktüğü bir gündür.
Bugün mesele uçak izi değildir; mesele şeffaflık meselesidir. İnsanlar artık gökyüzüne bakıp korkmak değil, yetkililere bakıp güvenmek istiyor.
Güven bilgiyle olur, suskunlukla değil. Eğer anlatacak bir şey yoksa neden bu kadar susuluyor; eğer anlatacak çok şey varsa neden halktan saklanıyor?
Bu sorular cevap bulmadıkça, gökyüzündeki pus da, toplumdaki huzursuzluk da dağılmayacaktır.