Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Mersin Şube Başkanı Mehmet Sait Kayan, İsrail-İran arasındaki gerilimin küresel ticaret yolları üzerindeki potansiyel etkilerine dikkat çekerek önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Kayan, yaptığı yazılı açıklamada, bölgedeki çatışmaların Hürmüz Boğazı gibi kritik güzergahları tehdit ettiğini ve bunun da Mersin için büyük bir lojistik fırsat doğurabileceğini belirtti.
Kayan, "İsrail'in bölgede yıllardır sürdürdüğü saldırgan ve hukuksuz eylemleri bir kez daha bölgesel barışı tehdit ediyor. Zulmün her türlüsüne karşıyız, önceliğimiz insanlık adına barış ve huzurun tesisi olmalıdır" diyerek barış çağrısı yaptı. İsrail-İran geriliminin küresel ticaret ve ekonomik dengeleri derinden etkileyen bir sürece dönüştüğünü vurgulayan Kayan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki en kritik lojistik ve dış ticaret kapısı olarak bu gelişmelerden doğrudan etkilenecek konumda olduğunu dile getirdi.
Hürmüz Boğazı'nda Küresel Nakliye Tehdit Altında
Başkan Kayan, Hürmüz Boğazı'nın günlük yaklaşık 20.7 milyon varil petrol ve küresel LNG arzının üçte birini taşıdığını vurgulayarak, bu kritik güzergahın İsrail-İran çatışması nedeniyle yüksek risk altında olduğunu belirtti. Elektronik harp faaliyetleri, sinyal kesintileri ve uydu karartmalarının gemilerin seyrüsefer güvenliğini tehdit ettiğini dile getiren Kayan, BIMCO raporlarına göre birçok firmanın alternatif rotalara yöneldiğini ve bu durumun petrol fiyatlarında yükselişe ve lojistik tıkanıklıklara yol açabileceğini ifade etti.
Mersin, Küresel Lojistik Akışının Merkezine Dönüşebilir
Küresel nakliye firmalarının alternatif güzergah arayışlarının Mersin Limanı'nın önemini artırabileceğini belirten Başkan Kayan, "Hürmüz Boğazı'nın güvenliğini tehdit eden gerilim, Süveyş Kanalı sonrası ilk büyük ve güvenli liman olması nedeniyle yük trafiğini Türkiye'ye ve özellikle Mersin Limanı'na yönlendirebilir" dedi. Bu potansiyeli değerlendirmek için Çukurova Bölgesi'nin bütün olarak kalkınmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Kayan, Mersin-Adana-Gaziantep demiryolu hattının güçlendirilmesi ve D400 karayolu yatırımlarının artırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca, liman hizmet kapasitesinin artırılması ve liman işletmelerinde şeffaf yönetim anlayışının benimsenmesinin de bölgenin uluslararası taşıma merkezleri arasındaki konumunu pekiştireceğini değerlendirdi.
Artan Lojistik Talebe Hazır Olmalıyız
Kayan, oluşabilecek yeni yük trafiğinin bölge altyapısına büyük baskı getireceğini ifade ederek, "Mersin Limanı altyapısı ve lojistik kapasitemiz, yeni küresel talep artışını karşılamaya yetersiz kalabilir. Liman yük elleçleme kapasitemizi artırmalı, demiryolu bağlantılarımızı güçlendirmeli ve yeni depolama alanları oluşturmalıyız. Ayrıca karayolu altyapısını hızlıca geliştirmemiz gerekiyor" çağrısında bulundu.
Hızlı Tren ve Enerji Lojistiğinde Stratejik Önem
Başkan Kayan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından temeli atılan Ankara-Kırıkkale-Çorum-Samsun hızlı demiryolu hattının bölgenin lojistik entegrasyonu açısından kritik olduğunu belirtti. Bu projenin Samsun Limanı ile Mersin Limanı arasındaki bağlantıyı sağlayarak, ülkenin kuzey-güney lojistik hattını güçlendireceğini ve Hürmüz'deki kriz nedeniyle artacak yük trafiğinin hızlı ve etkin biçimde iç bölgelere taşınmasını kolaylaştıracağını söyledi.
Enerji lojistiğine de dikkat çeken Kayan, "Hürmüz'deki kesinti ihtimali petrol ve LNG taşımalarında alternatif güzergahları öne çıkaracaktır. Suudi Arabistan'ın East-West petrol hattı, Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı gibi güzergahlar önem kazanabilir. Bu bağlamda Ceyhan ve Mersin enerji terminallerimizin stratejik değeri yükselecektir" diye konuştu.
Başkan Kayan, Hürmüz Boğazı'ndaki krizin bölgesel ekonomik dengeleri değiştirme potansiyeline sahip olduğunun altını çizerek, "Şimdiden bu değişime hazır olmalı ve bölgesel entegrasyonu artırarak, lojistik ve ekonomik altyapımızı güçlendirmeliyiz" çağrısıyla sözlerini tamamladı