Mersin siyasetinde son günlerde ilginç bir hareketlilik yaşanıyor. Birebir markajla CHP’li kimliğiyle ortalıkta dolaşan bazı isimler, Sözde CHP'li Barış Yarkadaş’ın TGRT ekranlarında sarf ettiği skandal ifadeleri sosyal medyada paylaşarak, adeta marifetmiş gibi sergiliyorlar. Ne diyor Yarkadaş?
“..CHP Kurultayı'nın iptal edilmesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir ilgisi yok. Olayı ortaya çıkaranlar ise, Özgür Özel’e para karşılığı oy atan delegeler!..”
Gazeteciliğine de kişiliğine de zerre güven duymadığım bu şahsın sözlerini paylaşarak CHP içinde kara propaganda yayanları dikkatle izliyoruz.
Daha da ileri gidelim…
Mersin’den bir CHP milletvekili, Kılıçdaroğlu’nun ve ekibinin mahkeme kararıyla tekrar sahneye döneceğine o kadar inanmış ki, methiyeler diziyor. Sosyal medyada yazdıkları sonrası etrafta “atanacak yönetimde genel başkan yardımcılığı koltuğuna oturacak" yalanı bile üfürülüyor!
Şimdi soracaksınız: “Kim bunlar?”
Yazayım:
CHP Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer'e, Toroslar Belediye Başkanı Abdurrahman Yıldız'a, CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış’a yakın gazeteciler…
Kılıçdaroğlu hayranlığı ile öne çıkan, sağdan gelen Mersin milletvekili H.Ufuk Çakır…
Ve en önemlisi, tüm bu gelişmelere karşı sessizliğini koruyan CHP Mersin İl Başkanı Koral Ömür!
Evet…
Bu isimlerin hepsi, bizlerin sevdiği, saygı duyduğu insanlar.
Ama ülkenin geleceğini karartmak isteyenlerin oyunlarına alet oldukları, bu süreçte aktif ya da pasif roller üstlendikleri için kızgınım, kırgınım.
Unutulmasın:
CHP, yarım asır sonra birinci parti oldu.
Bu başarının mimarları; örgüte güven veren, halkla bütünleşen, kararlılığıyla iktidarı korkutan Özgür Özel ve ekibidir.
Şimdi birileri mahkeme eliyle bu iradeyi gasp etmeye, CHP'yi yeniden eski alışkanlıkların partisi haline getirmeye çalışıyor.
Bu, sadece partiye değil; demokrasiye, halkın iradesine yapılmış açık bir darbedir.
Kimse kendini kandırmasın!
Kılıçdaroğlu ve ekibi yeniden CHP’nin başına çöreklenirse, bu siyasi tarihimizin en büyük ihanetlerinden biri olarak anılacaktır.
Bu ihaneti alkışlayan, sessiz kalan, görmezden gelen herkes bu bataklığın bir parçasıdır.
Siyaset akıl gibi, yeri geldiğinde delikanlı duruş da ister!
Bu partiyi gerçek sahiplerinin yönetmesine yardımcı olmak, halkın iradesine saygı duymak da delikanlılıktır!..