CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası kararının ardından Almanya ziyaretini yarıda keserek, saat 22.30’da yurda döndü. CHP üst yönetimi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İBB Başkanı İmamoğlu, İstanbul’a inen Kılıçdaroğlu’nu Atatürk Havalimanı’nda karşıladı. Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu, İmamoğlu ve beraberlerindeki heyet, Atatürk Havalimanı’ndan İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşke binasına geçti. İmamoğlu’nun buradaki makam odasına geçen heyete; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de eşlik etti.

İmamoğlu’na desteklerini ileten Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

“Hüzün bize yakışmaz. Çünkü, biz haklıyız. Haklı olduğumuz sürece, her zaman gülümsemeliyiz. Haksızlıklara karşı gülümsediğimiz bütün bu haksızlıkları düzelteceğiz. Düzeltme konusunda da irademizi, hep beraber, birlikte dile getireceğiz. Ekrem Başkan'ın haksızlığa uğraması, aslında 16 milyon insanın hakkının gasp edilmesi anlamına gelir. Eğer bir yargı, 16 milyon insanın hakkını gasp ediyorsa, o yargı, yargı değildir. O yargı, birilerine kendi iradesini teslim etmiş yargıdır. Onlara biz, hakim demeyiz. Hakim olanların egemen olduğu bir yargı olur o yargı. O açıdan Sayın Başkan, hiç moralini bozma. Gülümsemeni sürdür. Hayata gülümsemeyle bak. Eşine, çocuklarına, yakınlarına gülümsemeyle bak. Ve 16 milyon insana, gülümsemeyle hizmet et. Bundan en ufak bir endişen olmasın. 16 milyon seni kucaklıyor.”

“Ayrıca bir şey daha söyleyeyim. Benzer bir olay, İzmir'de, belediye başkanımız için de yapıldı. Yüz küsur yılla yargılandı ve beraat etti. Oraya da gittim. Orada da söyledim. Aynı şeyleri söyledim. Aziz Kocaoğlu, İzmirlilere hizmet etti. İzmirliler için çalıştı. Ve bu mücadelesinde haklı olduğunu hem yargı teslim etti adalet sonunda hem de İzmirliler teslim ettiler. Senin de başarılarını kıskanıyorlar. Hazmedemiyorlar. Ama hazmedecekler. İstanbul’un rantına doymadılar. Onları doydurmayacağız. İstanbul'un rantı, İstanbullulara aittir. Ekrem Başkan bu rantı, İstanbullulara teslim edecek. Buna tahammül edemiyorlar. Rantı almak istiyorlar. Ama Allah büyüktür. Biz, haklı olduğumuz sürece, senin başkanlığında bütün bu sorunların tamamını çözeceğiz. Bundan en ufak endişen olmasın.”

DAVUTOĞLU: “SİYASETİN İNSANLARI İLKELERDEN

NASIL UZAKLAŞTIRDIĞINI GÖRMEKTEN HİCAP DUYDUM”

İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’nun ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ağırladı. Ziyaretinin amacını, “Sadece sizlere destek değil, o zaten vazifemiz ama, aynı zamanda milli iradeye destek ve Türkiye'deki demokrasi kültürüne destek” sözleriyle dile getiren Davutoğlu, “İşin çok acı tarafı; şimdi gelirken duygulandım. Çünkü Tayyip Bey'le ilgili karar açıklanırken, bu binadaydık. Ve şimdi o anı yaşamış insanların, şimdi böyle bir anı, aradan yıllar sonra, neredeyse çeyrek asır geçtikten sonra, tekrar yaşayacağını hayal dahi etmezdim. Siyasetin insanları ilkelerden nasıl uzaklaştırdığını görmekten, gerçekten hicap duydum. Mesele, siyasi boyutu olan bir mesele muhakkak ama siyaset üstü bir mesele. Bu bir kültür meselesi, bu bir ortak toplumsal hayatın, ortak değerlerinin nasıl yıprandığının meselesi. Dolayısıyla ‘fakat’sız, ‘ama’sız herkesin tam bir dayanışma içinde olması lazım” şeklinde konuştu.

“SİZİN YANINIZDA OLMAK, BUGÜN DEMOKRASİNİN YANINDA OLMAKTIR”

Haberi, partisinin 3’ncü kuruluş yıldönümünün mutluluğunu yaşadıkları bir anda aldıklarını aktaran Davutoğlu, “Sabahleyin Sayın Başkan'ı aradım, ‘Netice ne olursa olsun yanınızdayız’ demek için. Sonra Sayın Akşener'le görüştük bu lider ziyaretleri bağlamında. Orada da bahsiniz geçti. Tam ben kutlamaya geçip, konuşmamı bitmeye yakın haber önüme düştü. Orada da vurguladım zaten, konuşma içinde de. Sayın Kılıçdaroğlu'yla Almanya'dan görüştük” bilgilerini paylaştı. Yarın 6 liderin bir araya geleceği Saraçhane buluşmasını önemsediğine vurgu yapan Davutoğlu, “Gün, bugün. Eğer bir demokrasi savunulması söz konusuysa, tereddütsüz davranmak ve tereddütsüz bir şekilde tavır koymak lazımdır. O sebeple bu süratle bunun hayata geçmesinden de mutluluk duydum. Daha sonra Sayın Akşener’le olan açıklamanızı da dinledim. Onlardan da mutluluk duydum. Yanınızdayız. Sizin yanınızda olmak, bugün demokrasinin yanında olmaktır ve milli iradenin yanında olmaktır. O bakımdan yarın da en güçlü mesajları vereceğimizden, kimsenin şüphesi olmasın” dedi.

İMAMOĞLU: “BU, BİZİM SADECE AZMİMİZİ ARTIRIR, UMUDUMUZU YÜKSELTİR”

Davutoğlu’na ziyaretinden dolayı teşekkürlerini sunan İmamoğlu da “İstanbul'a bu saatte geldiniz ve bizimle bir arada oldunuz. Gerçekten yıllar sonrasında o günün şahitleri olarak, böyle bir anı tekrar bu ülkeye yaşatmak, gerçekten ülkemiz demokrasisine büyük bir ihanet. İleri gitmek isterdik, ama ne yazık ki geri gitmişiz. Umarım hep birlikte süreci en iyi şekilde, sizlerin iş birliğiyle çok daha güzel yerlere taşıyacağız. Bu, bizim sadece azmimizi artırır, umudumuzu yükseltir, kuvvetimizi büyütür. Başka hiçbir şeye vesile olmaz. Bu saatten sonra, ben, bu kararı aldıranlara gene, ‘Allah akıl versin’ demeye devam edeceğim Başbakanım” şeklinde konuştu.

DAVUTOĞLU: “GÜÇ YOZLAŞMASINA KAPILANLAR, ÖYLE

BİR KISIR DÖNGÜYE GİRERLER Kİ; AKIL DA GİDER VİCDAN DA”

İmamoğlu’nun sözlerinden sonra yeniden konuian Davutoğlu, İBB Başkanı’na şu karşılığı verdi:

“Yolda arkadaşlar bahsetti, ‘Nasıl böyle bir siyasi akıl tutulması olur’ diye. Dedim ki; ‘Güç yozlaşmasına kapılanlar, öyle bir kısır döngüye girerler ki; akıl da gider vicdan da. Mesele, o gücün yozlaşmasına kapılmamakta ve bu makamları geçici görmekte. Maalesef Sayın Cumhurbaşkanı, oturduğu her makamı bıraksa da o makamın sahibi olarak kendisini görüyor. Bunun çok örneklerini yaşadık. ‘Bu bağımsız yargı’ diye açıklamalar yapıyor. Öyleyse peki bir ses verin bakalım, çıkın deyin ki, ‘Biz bu karara karşıyız.’ Şu saate kadar da daha bir açıklama yok. O zaman bu, yargının siyasallaşması. Öyle anlar vardır ki, anında tepki vermediğiniz zaman, verdiğiniz tepkinin anlamı kalmaz. Bu hesap olmaz demokraside, siyasi mücadelede. Sadece kendi adıma değil, bütün parti kurullarımız adına da ifade ediyorum.”