Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Eli kolu bağlı kamu görevlilerini de gördüm. Böyle bir deprem olabilir mi olabilir ama bir şekliyle bizim her türlü hazırlığı yapmamız lazım. Başka yerlerde de deprem oluyor ama hiçbir zaman 50 bin kişi hayatını kaybetmiyor. Binaların sağlam olması lazım fay hatlarının bilinmesi lazım önceden planlanması lazım her türlü altyapının oluşturulması lazım.

85 milyon aynı acıları yüreğimizde hissettik. Tasada ve kıvançta beraber olmak mutlu günlerimizde beraber olmak hepimizi bir araya getiren özel bir duygudur. Bu duyguya biz millet diyoruz. Millet olmanın bir arada olmanın bir arada yaşamanın en güzel taraflarından birisidir. Her çocuğun karnının doyduğu bir Türkiye her evde huzur olduğu, esnafın rahat ettiği, çiftçinin aldığı ürünün karşılığını rahatlıkla satabildiği, fabrikada çalışan işçinin işini bitirdikten sonra evine huzur içerisinde döndüğü, bir beklentisi bir umudu varsa o umudu hayali büyütmek istediği Türkiye’yi ben de düşlüyorum. Hiç kimse ne kimliğinden ötürü ne inancından ötürü ne de yaşam tarzından ötürü ötekileştirilmesin biz beraberiz bir milletiz biz güçlüyüz. Çok ayrıştık çok kutuplaştık Türkiye’nin buradan çıkması lazım. Niye kutuplaşıyoruz neden ayrışıyoruz.? Sonuçta akşam önümüze bir sofra geliyor sabah bir kahvaltımız var. İsteriz ki herkesin karnı doysun isteriz ki her anne çocuğunu güler yüzle okula gönderebilsin isteriz ki her anne üniversiteye gönderdiği çocuğun mezun olduktan sonra güzel bir iş sahibi olmasını beklesin ve bu emeli gerçekleşsin en büyük arzumuz budur. Bunun olması lazım. Bunun olmadığı takdirde büyüyemiyoruz, gelişemiyoruz, işsizlik sorununu çözemiyoruz pek çok sorunla cebelleşip duruyoruz. Bunları aşacağız berabere aşacağız. Söz veriyorum beraber birlikte bütün sorunlarımızı aşacağız bunu sözünü veriyorum size. Saraylarda gözüm yok sizler gibi yaşamak istiyorum zaten sizler gibi yaşıyorum. Öyle lüksle büyük idealler falan yok bireysel olarak hiçbir idealim yok ama bu toplumun ayağa kalkması lazım bu toplumun büyümesi lazım küçük ayrıntılarda boğulmaması lazım. Büyük ideallerin peşinde koşan bir Türkiye hayal ediyoruz. Orta doğunun Akdeniz’in en güçlü ülkesi Türkiye olabilir önünde siyaset kurumundan başka hiçbir engel yok. Biz büyümek gelişmek istihdam yaratmak sadece kendimiz için değil bütün mazlum milletlere örnek olmak istiyoruz. Biz geliştikçe onlar da gelişeceklerdir. Bizim demokrasi kültürümüz arttıkça onların da demokrasi kültürü artacaktır.

Siyaset kurumunun halka doğruları söylemesi lazım. Siyaset kurumu halka doğruları söylemiyorsa halkla arasında ciddi bir güvensizlik oluşur. Bugün siyasetçiye güvenilmiyorsa temek nedeni budur. O nedenle yeni bir türkiyeyi başlatacağız. Yeni bir Türkiye yeni bir anlayışı başlatacağız.

Evet acıyı yaşadık deprem oldu. Ben Gaziantep’e Nurdağı’na belediye başkanlarımızın yaptığı yardımları kısaca aktarmak isterim. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız 35 araç 70 personel 54 tır insani yardım 3 mobil mutfak 1 mobil fırın 2 bin 800 battaniye ısıtıcı gönderdi, Ankara Büyükşehir Belediyemiz, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz 13 araç 87 personel 13 tır insani yardım malzemesi ve pek çok yardım gönderildi buraya ve biz beraber olmanın birlikte olmanın acıları paylaşmanın ve sonra millet olarak kucaklaşmanın yolunu açmak istiyoruz. Can kaybı dışında maddi kayıplar da var. Bina o dairelerde oturanların eşyaları tamamı yok oldu. Altyapı tarım sanayi fabrikalar onların da büyk bir kısmı yok oldu özellik ahırlar ve hayvancılık yapanlar büyük zararlar gördüler. Beşeri sermaye yani yetişmiş insan gücü deprem olduktan sonra herkes bir anlamda deprem bölgesini terk etti bunun da büyük bir acı olduğunu ifade etmek isterim.

Depremde yıkılan ve ağır orta hasarlı bina sayısı 817 bin 48 hafif hasarlı bina sayısı 1 milyon 657 bin toplam 2 milyon 467 bin 80 bina bir kısmı güçlendirilecek diğerleri tamamen yıkılacak yeni binalar yapılacak. Söz verildi. Denildi ki size süratle binalar yapacağız. 2 yıl ödemesiz 20 yıl taksitle size bu binaları satacağız dediler. Ben Nurdağı’ndan bütün depremzede kardeşlerime evi, ahırı, apartmanı yıkılan herkese söz veriyorum bu binaların tamamı yapılacak beş kuruş para alınmayacak. Allah nasip ederse 15 Mayıs'tan sonra göreceksiniz geleceğiz sarayda oturmayacağız. Yıkılan kimin eviyse tamamı yapılacak anahtarı teslim edilecek beş kuruş para alınmayacak. Neden anayasa madde 57 devlet şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır. Devlet yapar bunu.

Anayasa madde 125, 7.bent; devlet kendi eylem ve işlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Şimdi geldiler sizden helallik istediler. Helallik öyle olmaz. Hiçbir ücret almadan teslim ettiğimde o zaman helallik isteyeceğim. Şöyle diyeceksiniz ölenleri geri getiremeyiz eviniz yıkıldı biliyorum. Ahırınız yıkıldı biliyorum ama bütün bunların tamamını ben devlet olarak yapacağım. Kabahat bendeydi, kusur bendeydi. 23 kişi imza attı hiçbirisi doğru değildi. Ben onlara geri dönüp hesabını soracağım ama sizin hiçbir kusurunuz kabahatiniz yoktu. Ölenleri geri getiremiyorum ama sizin evinizi sizin ahırınızı sizden beş kuruş almadan size teslim ediyorum. Şimdi bana hakkınızı helal edin derseniz o zaman bu olur.

Burası aynı zamanda tarım bölgesi Nurdağı’ndan çiftçisi var üretici var hayvancılık yapanı var bütün bunların değerlendirilmesi lazım. Çiftçi hiç merak etmesin depremden zarar gören çiftçinin bankalara olan kredi ve faiz borçlarının tamamını sileceğiz. Sosyal devlet bugünler için var. Barolarla konuştum avukatlarla konuştum sizden para istendiğinde davayı rahatlıkla açabilirsiniz ve rahatlıkla kazanırsınız. Devlet yükümlülüğünü yerine getirmek zorundadır.

Eğer bir kişinin binası yıkılmamış ama güçlendirilmesi gerekiyorsa bankadan sıfır faizli kredi verilecek. Ve onun mimarı, mühendisi bakacak ona.

Fabrikaların da büyük bir kısmı eleman yetersizliğinden çalışamıyor. İnsanlar kentleri terk ettiler. Bunların bir gelip oy kullanmaları lazım iki orada bulunan fabrikaların bir şekilde çalışması lazım giden işçilerin ücretlerinden belli bir zaman dilimi içerisinde asgari 2 yıl için vergi ve sigorta priminin alınmaması lazım böylece insanlar dönerken daha iyi bir gelirle dönebilsinler.

Önüne gelen müteahhitlik yapıyor. Müteahhitliği kurala bağlayacağız. Bu işi yapıyor musun, yapmıyor musun? Bir diploması olması lazım bir ahlakı bir erdemi olması lazım. Bunun kurallarını getireceğiz her önüne gelen müteahhitlik yapamayacak."

Hibya Haber Ajansı