Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Kısa veya uzun dönem askerlik tornasından geçmeyen hiçbir Türk evladı olmaz. Elbette günümüz teknolojisi ve şartları askerliğin kritik birimlerinin ve işlerinin profesyonel kadrolar eliyle yürütülmesini gerekli kılıyor. Diğer muvazzaflarla birlikte sözleşmeli ve uzman kadrosundaki Mehmetçiklerimizin ülkemize ve milletimize verdikleri hizmetlerle gurur duyuyoruz.

Ordumuz sınır güvenliğinden, terörle mücadele harekatlarına, uluslararası misyonlardan insani yardım faaliyetlerine kadar geniş bir alanda sergilediği başarılarla adeta destan yazıyor. 22 sene önce kurulan İnsani Yardım Tugayımız da kendi sorumluluk alanındaki çalışmalarıyla bu destanın önemli bir parçasıdır.

6 Şubat depremlerinde sadece 3 saat içinde felaket bölgesine hareket için hazır hale gelen bu tugayımıza bağlı Doğal Afetler Arama Kurtarma Taburu, onlarca canımızı enkazın altından kurtarmıştır. Ayrıca bölgedeki askeri birliklerle diğer yerlerden görevlendirilen askeri birliklerimizin de deprem çalışmalarına çok önemli katkısı olmuştur. Her ne kadar birileri fitne çıkarmak için sürekli zırvalayıp dursa da biz askerlerimizin deprem bölgesinde fedakarca yürüttüğü çalışmaları çok iyi biliyoruz.

Türkiye coğrafyasının kendisine sunduğu pek çok güzellik, zenginlik, imkan ve fırsat yanında tabii ve beşeri pek çok tehditle de karşı karşıya olan bir ülkedir. Tabii tehditleri deprem, sel, heyelan, yangın olarak kimi zaman küçük çağlı kimi zaman 6 Şubat’ta olduğu gibi çok büyük ölüm ve yıkım getiren sonuçlarıyla yaşıyoruz. Hep söylediğimiz gibi tabiatın kendi işleyişine saygılı bir hayat nizamı kurmazsanız bir gün gelir tabiat hakkı olanı alır, götürür.

Maalesef geçmişin ihmalleri ve eksikleri yüzünden ülkemizde tabii afetlere karşı hassasiyet taşıyan pek çok yerleşim yeri var. Biz bir yandan yeni yapıların bu gerçeklere uygun şekilde inşasını sağlarken diğer yandan da mevcut yapı stokumuzu yenilemenin yollarını arıyoruz. Kentsel dönüşüm çalışmalarıyla 3,3 milyon aileyi TOKİ konutlarıyla 1,2 milyon aileyi güvenli ve huzurlu evlere kavuşturduk. Kamu binalarını da aynı anlayışla planlı bir şekilde yeniliyoruz.

Bir de siyasi ve insani tehditler var ki ülke ve millet olarak bu konuda da ciddi risk altındayız. Ülkemizin dört bir tarafında siyasi krizler, çatışmalar, savaşlar, gerilimler eksik olmuyor. Küresel her krizin ilk etki alanı merkezinde bulunduğumuz coğrafyadır. Milletimizle olan binlerce yıllık hesaplaşmalarını hala bitirememiş kimi toplumlar ve devlet bu toprakların sahibinin Türkiye olduğunu kabullenmek istemiyor.

Artık kimsenin 1. Dünya Savaşı ve Milli Mücadele’de olduğu gibi doğrudan vatanımıza saldırmaya cesaretleri yok ama terör örgütlerini kullanmak gibi siyasi ve sosyal kaos denemeleri gibi, ekonomik tuzaklar gibi yöntemlerle yaptıkları asimetrik saldırılardan da asla geri durmuyorlar. Cumhuriyetimizin ilk asrında bu konuda çok acı tecrübeler yaşadık, çok ağır bedeller ödedik. Neredeyse 40 yıldır ayağımıza dolanan PKK terörü, bağrımıza bir hançer gibi saplanmaya çalışılan FETÖ ihaneti ve daha nice sınamaları hep birlikte gördük, görüyoruz.

Elbette biz de boş durmuyoruz. Son 20 yılda zirvesine ulaştırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarımız sayesinde artık her alanda kendimize olan güvenimiz artmıştır.

Bir kez daha Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ediyorum. Depremlerde ve diğer tabii afetlerde insani krizlerde tugayımızın gösterdiği kahramanlıklar için sizleri tekrar tebrik ediyorum. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.”

Hibya Haber Ajansı