Sempozyumun açılışında konuşan Başkan Soyer, sanata karşı yapılan adaletsizliklere değinerek, “Türkiye’de çok yakında yeniden kardeşlik, barış ve demokrasi tesis edilecekse bunda sanatçıların çok büyük payı olacak. Şimdi inadına birlik olmanın, dayanışmanın ve birbirimize kenetlenmenin zamanı. Çok yakında, bu yurda baharı getireceğiz” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılına Girerken Kültür ve Sanatın Geleceği” sempozyumu başladı. İki gün boyunca Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) sanatçıları, siyasetçileri ve bilim insanlarını bir araya getirecek sempozyumun açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer yaptı.
Programın ilk oturumunda “Kuruluşun ve İlk Yüzyılın Kültür Politikaları” irdelendi. Türkiye'nin ilk Kültür Bakanı ve ilk Kültür İşleri Büyükelçisi Talât Sait Halman anısına düzenlenen oturumun moderatörlüğünü iletişimci ve yazar Zeynep Altıok Akatlı yaptı. Oturuma eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş, Prof. Dr. Suat Çağlayan, eski Kültür ve Turizm Bakanı Fikri Sağlar konuşmacı olarak katıldı.

“Aydınlanma hiçbir zaman bitmeyecek bir proje”
Cumhuriyetin ikinci yüzyılını sanatın ışığında inşa etmek için düzenledikleri bu buluşmada yer almaktan duyduğu heyecanı dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Heyecanlıyım çünkü burada Cumhuriyet Devrimi’ni gerçekleştiren ve onu payidar kılan iradeyi görmek mümkün. Aynı yüz yıl önce olduğu gibi. Bugün Cumhuriyetimiz, asırlık bir çınar gibi bütün kudretiyle yaşıyorsa ve bu ülke Nazım Hikmet’leri, Bedri Rahmi’leri yetiştirmiş ve yetiştirmeye devam ediyorsa hiç şüphesiz bunu Cumhuriyetimizin kurucu iradesine ve köklü Anadolu uygarlığına borçluyuz. Aydınlanma hiçbir zaman bitmeyecek bir proje. Çünkü günün koşullarına uymak zorunda ve o nedenle aydınlanma aşaması sonsuza kadar sürecek. Mustafa Kemal Atatürk, sanatsız devrim olmayacağını, olsa da o devrimin yaşayamayacağını ifade ediyor. Sanata atfettiği değer nedeniyle onu bir kez daha saygıyla ve minnetle anıyoruz” dedi.

“Sanatçıyı kalıplara sokamaz, ehlileştiremezsiniz”
Türkiye’de son dönemde sanatçıların yaşadığı sorunlara değinen Başkan Soyer, “Biz bu ülkede konser yasakları, linç kampanyaları, sanatçıların hukuksuz biçimde yargılanması, ev hapsi gibi sanata karşı yapılan yüzlerce adaletsizliğe şahit olduk. Oysa sanatı ve sanatçıyı kalıplara sokamaz, ehlileştiremezsiniz. Sanatın özünde, sanatçının mayasında; tekliğe karşı çokluk, baskı ve zorbalığa karşı özgürlük ve adalet duygusu yer alır. Bu yüzden, Türkiye’de çok yakında yeniden kardeşlik, barış ve demokrasi tesis edilecekse bunda sanatçıların çok büyük payı olacak” diye konuştu.

“Demokrasi ve zorbalık, hürriyet ve biat arasında bir seçim yapacağız”
Bugün ülkenin yol ayrımına geldiğine dikkat çeken Soyer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyetimiz, yüz yıl önce olduğu gibi bugün de sanattan aldığı güçle kök salacak ve demokrasinin ışığında, gücünde gelişip gelecek kuşakların önlerini açacak. Cumhuriyetimizin demokrasi devrimini cesaretimiz mümkün kılacak. Onun kalıcı olmasını ise kültürle sağlayacağız. Bu topraklarda yeniden bir uyum kültürünü inşa edeceğiz. Bu buluşmada umudumuzu büyüten tüm sanatçılarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Sanat ve sanatçı dostu İzmir’e şeref verdiniz.”

“Soyer sadece İzmir’in değil Türkiye’nin de şansı”
Oturumun moderatörlüğünü üstlenen Zeynep Altıok ise “Ülkemizin yaralarını sarmak için en az ekonomik kalkınmaya, hukuka, hak ve özgürlüklerin yeniden kazanılmasına duyulan ihtiyaç kadar kültürel birikim ve sanata ihtiyaç vardır. Bu bizim mayamızdır. Bu değerli buluşmaya ev sahipliği yapan Tunç Soyer’e teşekkür ediyorum. Başkanımız sadece İzmir’in değil Türkiye’nin de şansı. Halkçı ve katılımcı belediyecilik anlayışıyla örneklere imza atıyor” dedi.

Program devam ediyor
Devlet ve sanat ilişkisinin tartışılacağı ikinci oturum, 1922-1939 yılları arasında Türkiye'de film yapan tek kişi olan yönetmen Muhsin Ertuğrul anısına oldu. Moderatörlüğünü yazar, dramaturg, öğretim görevlisi Eren Aysan Yığcı’nın yaptığı oturumda İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Kurucu Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten, Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, CSO ve Devlet Opera ve Balesi eski Genel Müdürü Hüseyin Akbulut, akademisyen Doç. Dr. Elif Koparal, bürokrat ve sanat tarihçisi Mahir Polat konuşmacı olarak yer aldı.