O eski kitapların içinden satırlar, konunun kahramanları, kitapları oraya getirip bırakan insanların hayatları uçuşur sanki havada...
Ve garip bir kokusu vardır sahafların, o buruk kokunun ne olduğunu yıllar sonra keşfettim.
"Yaşanmışlık kokusu." Nerede olsa tanırım...
Bunun da kokusu mu olurmuş demeyin, VAR...
Yaşanılan her an'ın anlardan anılara geçerken bıraktığı elektriğin molekülleri onlar..
Yine böylesi bir sahaf ziyaretimde karşılaştım bu resimle...
Dükkan sahibi genişçe bir sepetin içine gelişigüzel, karmakarışık atmış resimleri...
Hepsi siyah beyaz , arkasında tarihi olanlar var, birkaç satır yazı, eski türkçe yazılanlar bile var..
Bazılarının kenarları tırtıklı, bazıları belli ki albümden sökülmüş..
Tarihli olanlara bakıyorum, bizim olmadığımız, henüz Dünya ile tanışmadığımız zamanlar.
Bir tanesi çok ilgimi çekti. Dört kişilik bir aile resmi gibi...Sararıp solmuşlar bu ufacık karton parçasının içinde.
Bir kadın, bir erkek ve yaşlıca bir kadın daha ( büyükanne olmalı)...Bir de erkek olanının kucağında kıvır kıvır saçlı, güzeller güzeli bir kız çocuğu...
Arkasında şöyle yazıyor
" İstanbul'dan sevgiler
Mihriban bir yaşında...Ebediyen unutulmamak temennissiyle.."
Resime derin derin baktım, en ufak ayrıntısına bile dikkat ettim..
Sanki "Kurtar bizi" diyordu o yaşlıca kadın kulağıma..
Sahafa, ne kadar bu resim diye sordum..
"Al abla senin olsun, bu kadar kitap aldın ayraç olarak kullanırsın." dedi...
Aldım elbette, kurtardım onları...
Belli ki hiç kimsenin anılarında yer yok artık onlara...Nesilden nesile yaşatacak, hatırlayacak kimseleri kalmamış, kalmamış ki sahaflara düşmüş..
Eve döndüğümde resimin tozunu alıp, boş duran bir çerçevenin içine özenle sığdırıp çalışma masamın üzerine yerleştirdim...
Yeni evlerinden çok memnun gibi görünüyor hepsi, hatta yaşlı kadının gülümsediğine yemin bile edebilirim
ama ispat edemem...
Ben de gülümsüyorum ona ara ara ....Canımın sıkıldığı, hüzünlü olduğum zamanlarda ses veriyor sanki bana..
" Boşver üzülme, hayat başı sonu belli bir
macera ve bu olağanüstü maceraya şahitlik etme sırası şimdi sende.
Tadını çıkart , bir dakikanı bile ziyan etme.".
Ben yaşadıkça buradalar, sonrasını bilemem..
Birilerinin seni andığı, hatırladığı müddetçe yaşarsın..
Sonrası, sonsuzlukta sonsuz bir kayboluş...
#Serapsekmen