"..Açıklama da “bizde mihman Ali’dir”, denilince karışıklık daha da arttı. Mevcut şube başkanının “Ali’siz Aleviliğin” başını çektiği herkesin malumu iken..."

Bildiğiniz üzere 23 Nisan’da Alevi Kültür Dernekleri Mersin şubesinde bir siyasi partiyle yapılan görüşme Alevi camiasında tepkilere neden oldu.
Şube yönetimi bundan önce gerçekleşen ziyaretleri sosyal medyalarında paylaşırken;
23 Nisan’da yapılan ziyareti gizlemeye çalıştı.
Aslında ziyarete gelenlere de saygısızlık etmiş oldu.
Kamuoyu bu ziyareti ziyarete gelen siyasi partinin sosyal medya paylaşımından öğrendi.
Hal böyle olunca tepkiler daha da arttı.

Mevcut yönetim kamuoyu tepkisini azaltabilmek adına sosyal medyadan açıklama yapmak zorunda kaldı.
“Özürleri kabahatlerinden beter” bir açıklama yapıldı.
Yetmezmiş gibi üstüne bir de üyelerin yorumlarını engelleyince işler kendileri açısından çıkmaz bir hal aldı.

Açıklama da “bizde mihman Ali’dir”, denilince karışıklık daha da arttı.
Mevcut şube başkanının “Ali’siz Aleviliğin” başını çektiği herkesin malumu iken;
“biz de mihman Ali’dir”, demesi üzerine kamuoyu şu soruyu sormak zorunda kaldı:
Hangi Ali?
İşine gelirse Hz Ali;
işine gelmezse “senin Ali’n mi?” demeliyiz?
“Vaziyeti durum hangisini götürüyorsa o Ali benim Ali’m”, demiş oldu.
Buna ne denir; adını sizler koyun.

GEÇ YAPILAN TOPLANTI…

Gelen yoğun tepkiler ve üyelerin peş peşe açıklama yapmalarının ardından mevcut yönetim 30 Nisan akşamı yönetim, denetim, disiplin, danışma kurulu ve genel merkez delegeleriyle bir toplantı yapmış (bana gelen bilgiler bu yönde) sonrasına yeniden bir açıklama yapılacağı söylense de bu saate kadar yönetim kurulu tarafından bir açıklama yapılmadı.

Bu kadar geniş bir toplantıyı ziyaret talebi geldiği gün yapsalar daha akıllıca davranmış olurlardı.
Gelen öneriler doğrultusunda randevu verilir;
ya da uygun bir dille geri çevrilirdi.
Ne başkan ne de mevcut yönetim bu konuda konuşmuyor.
Başkan yardımcısı olan genç bir kardeşimiz ziyarete tepki göstererek yönetim kurulundan istifa ettiğini açıklamış. Takdir kendisinindir. Kararına saygı duymaktan başka yapacak bir şeyimiz yok.

BARIŞ, SEVGİ, HOŞGÖRÜ
VE İNCİNSEN DE İNCİTME…

Mevcut başkan ve yönetime danışma kurulundan yeteri kadar destek gelmediği gün gibi ortadadır.
Başkanı kurtarmak için sadece iki iş insanı sosyal medyada aynı “daktilodan” çıkmış yazıları paylaşmaya çalışıyorlar.
(Şark kurnazlığı yaparak) Ziyaret eden partinin ismini paylaşmadan, olayı normalmiş gibi göstermeye çalışıyor ve kamuoyunun tepkisini azaltmak için uğraşıyorlar.
Biri “barıştan” diğeri “sevgi ve hoşgörüden” dem vurarak ilerlemeye çalışıyor.

Aleviler kimlerle savaş halinde ki oturup “barış çubuğu” içsinler?
Alevilerin tarihi katliamlarla, idamlarla, sürgünlerle dolu.

“YANLIŞA YANLIŞ”, DİYEBİLMELİSİNİZ…

Bir sevdiğiniz, arkadaşınız ya da dostunuz hata yaptığında en yakınındaki kişi olarak ona “yanlış yaptın, hatalısın”, demelisiniz.
Eğer bir arkadaşınız hata yapıyor ve
siz onu uyarmıyorsanız:
a) o’nun kötülüğünü ya da başarısız olmasını istiyorsunuzdur.
b) ondan bir beklentiniz ya da menfaatiniz vardır.
c) ya da sizin kaybedecek bir şeyleriniz vardır.
d) yukarıdakilerin hiçbiri değilse ruh sağlığınız iyi değil, demektir.
Nitekim yanlışı savunmak
zordur, yorar insanı.

RIZALIK OMAZSA OLMAZIMIZDIR…

Birilerine Alevilik öğretmeye çalışmak benim haddime değil. Ben kendi haddimi biliyorum.
Yaşanan olaylarda kimsenin ağzına almadığı tek şey var ;
o da “RIZALIK”.
Aleviliğin en önemli unsuru rızalıktır.
Alevilikte birinin rızalığını almadan hiçbir şey yapamazsınız.
23 Nisan’dan öncesi ve sonrası Alevilerden “rızalık” alınmamıştır.
Bu saatten sonra da Aleviler mevcut başkan ve yönetim kuruluna rızalık vermezler.

MEVCUT BAŞKAN’IN İLK YANLIŞI MI…?

Sözüm şimdi AKD Mersin şubesi üyelerine:
Mevcut başkanın nasıl getirtildiğini birebir yaşayan insan olarak çok iyi biliyorum.
Yapılan olağanüstü genel kurulda kazandığımız divan gasp edilirken sevinenler burada mısınız?
Haksız ve hukuksuz yere hiçbir somut gerekçe yokken ben ve beş arkadaşım ihraç edilirken ve itibarsızlaştırılırken;
üstelik genel kurulda kendimizi savunma hakkımız elimizden alınırken ve konuşturulmazken;
diğer iki yöneticimiz “ihtar” alırken “devri daim olsun Mahmut dedemiz” kahrından ve üzüntüsünden Hakk’a yürürken kılı kıpırdamayanlar ve o gün Doğan DEMİR’e bizi satanlar burada mısınız?

Bugün bizler aynı yerde başımız dik dururken; Doğan DEMİR’in nerede olduğunu hepiniz biliyorsunuz.
İşim gücüm elimden alınırken; iflasıma gülerek sevinenler sizler de burada mısınız?
Seçimde hazirun cetvelini değiştirenler;
Ölülerin adına oy kullananlar,
Başkasının yerine sandığa birkaç defa oy atanlar, sizler de burada mısınız?
Yüzü kızarmadan hak etmediği halde divana oturarak kul hakkı yiyenler bugün adaletten bahsetmeye çalışıyorlar.
2013 yılında 5 binden fazla üyesi varken aradan geçen zaman içinde üye sayısının
3 bin beş yüzlere gerilemesine sessiz kalanlar sizlerde burada mısınız?
Binlerce canımız pazar kahvaltılarında bir araya geliyor, kaynaşıyordu.
Pazar kahvaltıları sonlandırılırken nerelerdeydiniz?.
Hileyle kazanılmış bir seçimi zafer kazanmış edasıyla konfeti patlatacak kadar ileri götürenler sizler de burada mısınız?
Tüm bu olanları birlikte yaşadık;
daha doğrusu bizlere reva gördünüz.

Olağanüstü genel kurulda ülkü ocaklarına kayıtlı birileri mevcut başkan tarafından yönetim kurulu yedek üyeliklerine yazıldığında tepki koyan birisi olarak o gün linç edildim. Hakarete uğradım hatta beni düşkün ilan eden kendini bilmezler oldu.
Sizler de burada mısınız?
ATATÜRK resimleri ve posterleri duvarlardan, indirilirken ses çıkartmayanlar “23 Nisan’daki” görüşmeyi manidar buluyormuş. Üzgünüm ama inandırıcı değilsiniz.
Diyanet İşleri Başkanının gelişini normal karşılayanlar sizler de burada mısınız?

Mevcut başkan eşini genel merkez delegesi yazdığında sessiz kalanlar sizler de burada mısınız?
“Bu da yetmez benim eşim Alevi Bektaşi Federasyonu delegeliğini de hak ediyor”, dediğinde sesini çıkartmayanlar siz de burada mısınız?
Bunlar da yetmez AKD genel merkez seçiminde “benim dediğim adaya oy vereceksiniz, oy vermezseniz bunun bir bedeli olacaktır, diyerek;
diğer listede yer alan delegeler derhal istifa etsin”, dedikleri delegeler sizler de burada mısınız?

Geçmişi geri getirmek olanaksız. Ben sadece içimi döktüm.

Unutmayın insanlar “yaşattıklarını yaşamadan ölmezlermiş”.

DOSTLARA SİTEM EDİLİR,
İÇ DÖKÜLÜR…

Suda boğulan birini kurtarmaya
çalıştınız mı?
İyi yüzme bilmiyorsanız;
bunun için yeterli bir eğitim almamışsanız ve tecrübeniz yoksa boğulan birini kurtarmaya çalışmayın.
Kendisiyle beraber sizi de suyun dibine çeker.

Bu zatı muhteremin oraya getirilmesi için çaba sarf edenler;
“yanılmışım, kandırıldım, aldatıldım ve hepinizden özür diliyorum”, diyebilme erdemliliğini ve medeni cesaretinizi göstermenizi bekliyoruz…

Kadılar müftüler fetva yazarsa
İşte kement işte boynum asarsa
İşte hançer işte kellem keserse
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Ulu mahşer günü divan kurulur
Suçlu suçsuz gelir orada dirilir
Piri olmayan anda bilinir
Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan

Suat YILDIZ
3 Nisan 2025