Yazar ve eleştirmen Kazım Aldoğan’ın yeni kitabı “Zamanda Kalan Yazılar”, Lil Yayınları etiketiyle okurlarla buluştu. Uzun yıllar yayıncılık sektöründe yöneticilik yapan, Sonses TV’de edebiyat, siyaset ve tarih alanlarında kaleme aldığı yazılarla tanınan Aldoğan, bu kitabında edebiyat eleştirisini yalnızca metin çözümlemesi değil, zamanla kurulan entelektüel bir diyalog olarak ele alıyor.
Aldoğan, kitabın temel amacını; okurlara geniş bir kaynak perspektifi sunmak ve düşünsel birikimlerini derinleştirmek olarak tanımlıyor. Kitabın arka kapak yazısında bu yaklaşım şu sözlerle ifade ediliyor:
“Her eser bir zaman izidir. Zamanda Kalan Yazılar, romanın, sanatın ve düşüncenin iç içe geçtiği bir yolculukta o izleri takip ediyor. Eleştiri, bir çözümleme değil; zamanla kurulan yaratıcı bir diyalog olarak yeniden tanınıyor.”
Modern edebiyatın tarihsel olarak eleştiriyle birlikte geliştiğine dikkat çeken Aldoğan, Türk edebiyatında eleştirinin Tanzimat dönemiyle başladığını ve Cumhuriyet’le birlikte önemli bir ivme kazandığını vurguluyor. Yahya Kemal Beyatlı, Nurullah Ataç, Mehmet Kaplan, M. Fuat Köprülü, Suut Kemal Yetkin, Cevdet Kudret ve Pertev Nail Boratav gibi isimlerin bu geleneğin temel taşları olduğunu hatırlatıyor.
1950’li yıllarda ortaya çıkan İkinci Yeni Şiir Akımı ile birlikte edebiyat eleştirisinde yeni bir kuşağın yetiştiğine dikkat çeken Aldoğan, Fethi Naci, Berna Moran, Hüseyin Cöntürk, Muzaffer İlhan Erdost, Asım Bezirci ve Orhan Koçak gibi isimlerin bu dönemde öne çıktığını belirtiyor. Özellikle Hüseyin Cöntürk ve Asım Bezirci’nin öncülük ettiği “nesnel eleştiri” anlayışının, edebiyatımızda önemli bir dönüşüm yarattığını ifade ediyor.
Bu yeni yaklaşımda eleştirmenin, bir cerrah titizliğiyle metni masaya yatırdığını söyleyen Aldoğan; yazarın hayatı ya da siyasi görüşleri yerine, kelime istatistikleri, imge düzeni ve yapısal bütünlüğün ön plana çıktığını vurguluyor.
Kazım Aldoğan, değerlendirmesini şu sözlerle tamamlıyor:
“Eskiden eleştiri bir sohbetti, bugün ise bir disiplin. Okur artık yalnızca ne okuyacağını değil, okuduğunu nasıl çözümleyeceğini de eleştirmenlerden öğreniyor.”
“Zamanda Kalan Yazılar”, eleştiriye ilgi duyan okurlar için hem tarihsel hem de düşünsel bir başvuru kaynağı olma iddiası taşıyor.
