TARZAN

Küçüktüm... Birecik'te yaşıyorduk. Bir köpeğimiz vardı, adını Tarzan koymuştum. 
Neden mi?  Çok hareketli oluşundan tabii. Tarzan, "Hayat" dediğimiz geniş avlumuzda yaşar, dışarı çıkar, gezer sonra eve gelirdi.

Anacığım önüne kemik atardı, ağzından alır kemirirdim. Şaka değil, gerçek... Hatta birlikte kemirdiğimiz de olurdu kemiği. Çocuk aklı işte çünkü, o benim en iyi arkadaşımdı. Hiç unutmam, yaz günleri avluda ona sarılır uyurdum. Bi’de bakardım yatağımdayım. Beni kucaklayıp yatağıma yatırmışlar da haberim olmamış. Tarzan da haber vermemiş...

Birecik küçük bir ilçe olduğu için Tarzan, herkesi tanırdı. O, tüm mahallenin sevgilisiydi.
Bir gün ortadan kayboldu. Ertesi gün de görünmeyince telaşlandık. Aramadığımız yer kalmadı, Tarzan yok! Üçüncü gün, evimizden çok uzakta bir çöplükte ölüsünü bulduk. Kim kıymıştı Tarzan’a? Duyduk ki belediye, sokak köpeklerinden rahatsız olmuş ve önlem olarak akıllarına ilk gelen şeyi yapmış. Zabıtalar zehirli et vermişler, sokak köpeklerini itlaf etmişler. 
Ne yazık ki Tarzan, en büyük hatayı yapmış, insana güvenmiş...

Tarzan, öylesine duyarlı bir varlıktı ki, öleceğini anlayınca eve gelmemiş, ölmek için o çöplüğe gitmişti. Bunu nasıl anladık? Katledilen diğer tüm hayvanlar, zabıtalar tarafından toplanıp, şehirden uzakta bir çukura gömülmüş. Bir tek Tarzan hemen uzaklaşmış katliam mahallinden.

Öğrenince deliye döndük. Ailem, o zamanlar Birecik’te hatırı sayılan bir aileydi. Tüm aile belediye binasına koştuk. “Kıyamet koptu” desem yeridir. O gün belediyede kimse kalmamış,
binayı terk etmişler korkudan. Araya başkan ve şehrin ileri gelenleri girdi. Olay kapandı ama ben günlerce ağladım. O gün bugündür, bu olayın travmasını yaşıyorum.

Mizah yazarı dostum Ahmet Zeki Yeşil’in “Dora’yı Sevmek” başlıklı anı yazısını okuyunca duygulandım, Tarzan'ım geldi aklıma. Bu yazıyla Tarzan’ı anmak istedim. Çünkü Dora’nın hüzünlü öyküsü ağlattı beni.

Şimdi, Mersin’de Kuki adında bir köpeğimiz ve Boncuk adlı kedimiz var. Aniden bir film projesi çıkınca apar topar İstanbul’a geldim. Boncuk da, Kuki de beni arıyorlarmış. Bir an önce gidip onlara, yani evlatlarıma doyasıya sarılacağım. Dora ve Tarzan, her daim kalbimizde yaşayacak.