Uzuncaburç Antik Tiyarto'da, örselenmiş kalbinde mülteci bir aşkın yarası kanayan kadın, Hüznün Aryası'nı söylüyor.

Uzuncaburç Antik Tiyarto'da, örselenmiş kalbinde mülteci bir aşkın yarası kanayan kadın, Hüznün Aryası'nı söylüyor. 

Kır çiçeği yaşamların savrulmuşluğunda, köy göçüren dikenlerinin ortalığı kapladığı eski zamanlardan kalan yıkıklarda, Toroslar'da ve  Silifke Kalesi'nde yankılandı hüznün nameleri... 

Kıca Köyü yazılarında şakırdayan bülbüller sustu...  

Narlıkuyu'da Zeus'un kızları Talia, Aglaia, Euphrosine kulak kesildi bu arya'ya...

Kızkalesi'nde, yüzyılların izinin sindiği tarih öncesi bir lahit'in kırık döküklüğünde... 

Mara'da çamurdan sıvaları dökülmüş, damı çökmüş bir evin önünde, onulmaz yürek yaralarının içini yakmışlığında... 

Avuçlarında kalan hüzünlerin ve deste deste kır çiçeklerinin solmuşluğunda... 

Ömrünün baharında, hayatın fırtınalarında, yüreğe sinmiş aşk dolu güzelliklerde...

Boynu bükük yaşamlardan, acı hayatlardan, yakılan ağıtların ve söylenen şarkıların yeri göğü inletmişliğinde... Uçurum çiçeğinin soluk renklerine bürünür, Silifke Taş Köprü'de çekilmiş bir fotoğraf... 

Örenyerinde söylenen arya'nın yürekleri dağlayan çığlıkları, figan figan yükselir gökyüzüne... 

Ve başka bir kadın, ucu tırtıklı kesilmiş bir lise fotoğrafına sakladığı hüznün aryasını, "yine geleceğiz gölgeleri arasında özlemin" diye, çığlık çığlığa söyler Ayatekla'da... 

Yusuf Ziya AK 

Silifke, 04 Mayıs 2024

Bugün, düzyazı şiir (Mensur Şiir) türünde yazdığım HÜZNÜN ARYASI şiirimi paylaşmak istedim.
Peki, Mensur Şiir nedir? 
Mensur en kısa anlamı ile; duygu, düşünce ve hayallerin  düzyazı yani nesir türüne verilen addır. Düz yazı ile kaleme alınmış şiire mensur denilir.