Ayhan Kızıltan’a oynanan oyunlar sonrasında Başkanlık koltuğuna adeta "paraşütle" indirilen Çakır, MTSO yerine, ikbal İlişkilerini korumak için çaba sarf ediyor.

1886 yılında "Mersin Ticaret Odası" adıyla kurulan ve Türkiye'nin en eski odalarından biri olan Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), bugün derin bir krizle karşı karşıya. Şehrin ticaret erbabı ve sanayicileri, kendilerini temsil etmekten uzak bir yönetimin elinde bölünmüş durumda. İş dünyasının önemli faktörleri sanayicilerin haklarını savunamayan MTSO yönetimi, sanayicilerin ayrılık tepkisini zayıflatmak için lüks otellerde binlerce lira harcayarak basın toplantıları düzenliyor. Ancak gerçek şu ki, bu toplantılar sadece günü kurtarmaya yönelik hamlelerden ibaret.

Ayhan Kızıltan’a oynanan oyunlar sonrasında Başkanlık koltuğuna adeta "paraşütle indirilen" Hakan Sefa Çakır, MTSO’yu yönetmek yerine, ikbal ilişkilerini korumak için çaba sarf ediyor. Sanayicilerden yükselen tepkilere karşı yaptığı açıklamalar, samimiyetten uzak ve yalnızca günü kurtarmaya yönelik. Çakır’ın, "Herkes bizim üyemiz. Herkesle bir aradayız. Biz Adana ile de birleşelim, hatta Ticaret ve Sanayi Odası ile Borsa ve Deniz Ticaret Odası da birleşsin… Biz bu kadar zengin bir ülke değiliz. Her tarafta bir oda bulunsun, her tarafta bir başkan olsun, genel sekreter, arabalar, şoförler olsun. Biz 139 yıllık bir odayız, 1886’da kuruldu burası. Bizim 'küçük olsun benim olsun' anlayışında olmamamız lazım." sözleri, asıl sorunu örtbas etmekten başka bir işe yaramıyor. Sanayiciler, Mersin’in ekonomik geleceği için mücadele ederken, mevcut yönetim bu çığlığa kulaklarını tıkamaya devam ediyor.

Özellikle MIP’in, limana gelen tüm konteynerlerin kendi tartılarından geçmesini istemesi gibi kritik konularda MTSO yönetimi sessizliğini koruyor. Şehrin ticari damarlarına bir hançer saplanırken, MTSO’nun sessiz kalması kabul edilemez. MIP’in, Mersin kentinin akciğerine rıhtım okunu saplamasına bile sessiz kalarak ne denli Mersinli olduklarını da ispatlamış oldu.

Bugün MTSO’yu yönettiğini sananlar, aslında sadece kendi koltuklarını korumaya çalışıyor. Ancak sanayiciler ve iş insanları, bu duruma artık sessiz kalmıyor, tepkilerini daha güçlü şekilde dile getiriyor.

Mersin’in çıkarları, kişisel hesaplara kurban edilemez. Mersin’i gerçekten sevenler, Çakır ve yönetiminin bu yanlış gidişatına karşı seslerini yükseltiyor.

Çünkü Mersin, bir avuç çıkarcının menfaatleri için kaybedilmeyecek kadar değerli!