Mersin siyasetine yön veren Başkan Kaya Mutlu’nun başarı öyküsü

Bu başlıkta yayımlanan önceki yazılarımı yazının sonundaki “Yazarın Diğer Yazıları” bölümünden okuyabilirsiniz.

BELEDİYE BÜROKRATLARINA OPERASYON YAPILMIŞTI.

1982 Yılının 2. Yarısında İçel Valisi Ferruh Güven merkeze çekilmiş, yerine Mersin Belediye Başkanlığı görevini de yürütecek olan Nazif Demiröz İçel Valisi olarak atanmıştı. Fahri Öztürk’ten sonra gelen Valiler Ferruh Güven ve Nazif Demiröz Belediyeye üvey evlat gözüyle bakmışlardı. 1982 Yılının Aralık ayında Belediyenin birçok Daire Müdürü ve bazı Başkan Yardımcıları Vali Nazif Demiröz’ün izniyle Mersin Emniyet Müdürlüğünde gözaltına alınmışlardı. Gözaltına alınma gerekçeleri ise 1974 Yılının yaz aylarında Mersin Soğucak Yaylasındaki Belenoluk Mevkiinde CHP Gençlik Kolları Genel Merkezinin düzenlediği gençlik kampına Mersin Belediyesince yardım ve yataklık yapıldığı iddiasıydı. Gözaltına alınan arkadaşlar daha sonra yaptıkları açıklamalarda operasyonun amacının kampa yardım ve destek talimatının Başkan Kaya Mutlu tarafından verildiğini Daire Müdürlerine söyletmek için kurgulandığıydı. Bunu söylemeleri, itiraf etmeleri için de Belediyenin Müdürleri ve çalışanları günlerce her türlü işkenceye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdi. Ancak göz ardı ettikleri çok önemli bir husus vardı. Emniyette gözaltına alınan ve işkence gördüklerini ifade eden hiçbir Müdür ve çalışan gençlik kampının düzenlendiği 1974 Yılı yaz aylarında Belediyede işe dahi başlamamışlardı. Birçoğu Mersin’de ikamet dahi etmiyor, Mersin dışında yaşıyordu. Diğer bir ifadeyle gençlik kampından haberleri bile yoktu. Üstelik birkaç kişi hariç diğerleri CHP Üyesi dahi değillerdi. İçlerinde 1981 Yılında Belediyede göreve başlayan Başkan Yardımcısı dahi vardı. O günlerde Vali Demiröz’ün CHP’li Belediyeye bu operasyonu yaparak, Konseyin gözüne girme amacı taşıdığı da iddia edilmişti. O Tarihlerde Belediyeden ayrılmış olmamdan dolayı Vilayet-Belediye ilişkilerinden bir hayli uzaktım ve bu konularda bilgi sahibi de değildim. Aylar öncesinde Belediyeden ayrılmış olmamdan dolayı Belediyeye yapılan bu operasyondan etkilenmemiştim. Belediye bürokratlarına yapılan bu operasyon Başkan Kaya Mutlu’yu çok etkilemiş ve derinden üzmüştü. Hemen hemen her gün Emniyette yaşanan gelişmelerden bilgi almaya çalışıyor, kendi döneminde yetişen Müdürlerin işkence görerek, sorgulanmalarını kabullenemiyor, hazmedemiyordu. Bu gelişmeler yaşanırken Devlet İstatistik Enstitüsündeki Danışmanlık görevini sonlandırarak, emekli olmuştu. Bundan böyle Mersin’de yaşamaya başlayacağını, bunlarla ancak siyasi mücadele vererek, baş edilebileceğini, bu nedenle de siyasete izin verilir/verilmez siyaset yapmaya başlamamız gerektiğini ifade ediyordu. Emniyetteki işlemleri tamamlanan Belediye Müdür ve çalışanları günler sonra Adliyede hakim karşısına çıkarılmışlar ve tahmin edildiği gibi tutuklanmışlardı. CHP Gençlik Kampına yardım ve yataklık iddiasıyla Siyasi Şube tarafından gözaltına alınanlar, bu iddia boşa çıkınca bu kez yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla Mali Şube tarafından Adliyeye sevk edilmişlerdi. Bu çelişkili durum avukatlar tarafından ilk duruşmada gündeme getirilmiş ve mahkemeye sevklerin işkence zoruyla verilen ifadelerden kaynaklandığı belirtilmiş, bunun sonucunda da arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmak üzere cezaevinden tahliye edilmişlerdi. Daha sonra da haklarında açılan onlarca davadan da beraat etmişlerdi. Sonuçta da asılsız ve yasal dayanağı olmayan, içi doldurulamayan operasyon çökmüş, Kaya Mutlu Döneminin tüm Bürokrat ve çalışanları beraat ederek, aklanmışlardı. Sözün özü: 12 Eylül döneminde özellikle CHP’li Belediye kadrolarına içi boş asılsız, mesnetsiz iddialarla dava açılmıştı. Belediyenin bazı Müdür ve çalışanları ise emniyette zorla alınan ifadeleri gerekçe gösterilerek, tutuklanmışlardı.

1983 NİSANINDA SİYASİ YAŞAMIN BAŞLAMASININ ÖNÜ AÇILMIŞTI.

12 Eylül 1980 darbesinin mağdur ettiği Belediye bürokratları olarak bu ara rejimin bir an önce sona ermesini ve siyasi yaşama merhaba demeyi sabırsızlıkla bekliyorduk. Daha önce yayımlanan “Halkçı Parti SODEP birleşmesinden SHP oluşumuna” başlıklı köşe yazımda 1983 Nisanında başlayan siyasi yaşamla ilgili detaylara geniş bir biçimde yer vermiştim. Bu yazı dizisinde ise bu konuda bazı kısa hatırlatmalar yapacak ve daha önceki yazımda yer veremediğim hususlara kısaca değinmeye çalışacağım. Danışma Meclisi'nin kabul ettiği ve Milli Güvenlik Konseyinin onayladığı Siyasi Partiler Kanunu 24 Nisan 1983'te yürürlüğe girmiş ve siyasi faaliyetler kademeli olarak serbest bırakılmıştı. Siyasi faaliyetlerin serbest bırakılması sonrasında 12 Eylül öncesinde CHP çatısı altında siyaset yapanlarda büyük bir hareketlilik gözlenmişti. Geçmişte CHP içerisinde etkin olarak siyaset yapanlar SODEP’ in kuruluşunu beklemeye başlamışlardı. Bu kişiler Mersin’de örgütlenmeyi kendi ekiplerince yaparak, SODEP’ in kurucu yönetiminde yer almayı, söz sahibi olmayı amaçlamışlardı. 12 Eylül öncesi CHP içerisinde Kaya Mutlu ile Kaya Mutlu’nun karşısında olan ekipler arasında yaşanan çekişmeyi 12 Eylül 1980 darbesi dahi durduramamıştı. SODEP 6 Haziran 1983 tarihinde kurulmuş ve kısa bir sürede Ülke genelinde örgütlenmesini tamamlamıştı. SODEP’ in Mersin’deki örgütlenmesinde görev alanlar Kaya Mutlu ve Ekibini bu faaliyetlerden uzak tutmaya çalışmışlar, bunda da bir hayli başarılı olmuşlardı. Mersin’de SODEP Örgütlerinin kurulması sonrasında yaşanan bu gelişmeler üzerine 20 Mayıs 1983 tarihine Necdet Calp’in Genel Başkanlığında kurulan Halkçı Parti’nin Mersin örgütlenmesi görevini Kaya Mutlu ve Ekibi üstlenmişti. Kaya Mutlu’nun amacı siyaset yaparak, seçimle geldiği Belediyeyi tekrar kazanmak ve 12 Eylül darbesiyle Belediyeden uzaklaştırılan, dışlanan Müdürlerine iade-i itibar kazandırmaktı. Bu amaçla siyasete Halkçı Parti çatısı altında devam kararı almış, ekibiyle İl ve İlçe teşkilatlarının kuruluşunu gerçekleştirmişti. 6 Kasım 1983 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimlerine Konseyin onay verdiği 3 partinin katılması kesinleşmişti. Seçimlere Necdet Calp’in Genel Başkanı olduğu Halkçı Parti ile birlikte Turgut Özal’ın ANAP’ı ve eski bir asker olan Turgut Sunalp’in kurduğu Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) katılabilecekti. Genel Başkanları Erdal İnönü ile birlikte birçok kurucu üyesi Konsey tarafından veto edilen SODEP, seçime katılabilmek için gerekli olan 30 Kurucu Üyeyi süresinde tamamlayamadığından dolayı seçime katılması Konsey tarafından engellenmişti. 6 Kasım 1983 tarihinde yapılan Milletvekili Seçimlerinde Özal’ın ANAP’ı 1. Parti çıkmış, buçuk parti olarak görülen ve bazı sol kesimler tarafından muvazaalı parti olarak nitelenen Halkçı Parti ise büyük bir sürpriz yaparak Ana Muhalefet Partisi olmuştu. Yönetim Kurulunda İçel (Mersin) İl Sekreteri olarak görev yaptığım Halkçı Parti, Mersin’de ANAP ile başa baş bir mücadele vermiş, 7 Milletvekilliğinin 3’ünü Halkçı Parti, 3’ünü ANAP ve birini de MDP kazanmıştı. Mersin’de seçimin kazanılmasında en büyük etken Kaya Mutlu’nun siyasi tecrübesinin yanı sıra, İl ve İlçe teşkilatlarının oluşumunda verdiği isabetli kararlar, isabetli kadrolaşmalar olmuştu. Bu sayede Ablasının oğlu, yeğeni Fikri Sağlar TBMM seçilen en genç milletvekillerinden biri olmuş, 1991 Yılında kurulan SHP+DYP Hükümetinde de Kültür Bakanı olarak görev almıştı. Halkçı Partiden 1983 Yılında seçilen diğer milletvekilleri ise Ali İhsan Elgin ve Edip Özgenç’ti.

KAYA MUTLU’NUN HEDEFİ 25 MART 1984 TARİHİNDE YAPILACAK YEREL SEÇİMLERDE MERSİN BELEDİYE BAŞKANLIĞINI KAZANMAKTI.

6 Kasım 1983 tarihinde yapılan Milletvekilliği Genel Seçiminde Kaya Mutlu’nun liderliğinde büyük başarı elde ederek Mersin’den 3 Milletvekili çıkaran Halkçı Partide artık hedef 25 Mart 1984 tarihinde yapılacak Yerel Seçimlerde Mersin Belediye Başkanlığını da kazanmak ve Kaya Mutlu’yu 3. Kez Belediye Başkanı yapmaktı. Mersin Merkezde Halkçı Partinin 1. Parti olması Yerel Seçim için umutları bir hayli arttırmıştı. Siyasi platformlarda gözlemlenen ise Halkçı Partinin Mersin ile birlikte hemen hemen Ülke genelindeki rakibinin ANAP olmadığı, SODEP olduğu anlaşılmıştı. Bu kıyasıya çekişmeyi iyi analiz eden ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Turgut Özal, solu sola kırdırmak amacıyla diğer bir ifadeyle SODEP’in de seçime girmesini sağlamak için teşkilatı olsun/olmasın kurulmuş tüm partilerin Yerel Seçimlere katılabileceğine dair Yasa çıkarmıştı. Bir tarafta 6 Kasım 1983 de yapılan Milletvekili Genel Seçiminde sosyal demokrat görüşü temsil ettiğini beyan ederek, % 30,46 oy alan ve TBMM’de 117 milletvekili bulunan Ana Muhalefet Partisi Halkçı Parti, diğer yanda Milletvekili seçimlerine katılamayan, sosyal demokrat tabanın asıl sahibi olduğunu iddia eden Sosyal Demokrasi Partisi SODEP ANAP Lideri Özal’ın planı tutmuş, Ülke genelinde sosyal demokratlar hayal kırıklığı yaşamışlar, büyük illerin ve ilçelerin Belediye Başkanlıklarını ANAP kazanmıştı. Mersin’de de ANAP Adayı Okan Merzeci % 40,76 oy oranıyla Belediye Başkanı seçilmişti. Halkçı Parti adayı olarak seçime giren Kaya Mutlu % 18, SODEP Adayı Aklan Yürekli ise % 25,58 oranında oy almıştı. Halkçı Parti ve SODEP oylarının toplamı ANAP oylarından % 3 daha fazlaydı. Birçok sosyal demokrat seçmende soldaki 2 partinin ayrı ayrı seçime girmelerinden dolayı küskünlük göstermiş, sandığa gitmemişti. Sonuçta Mersin Belediye Başkanlığı kaybedilmiş, bir anlamda ANAP ile SODEP içerisindeki Kaya Mutlu karşıtı bazı grupların istediği olmuştu. Seçimi iptal ettirecek haklı bir gerekçe ve belge olmasına, bu gerekçe doğrultusunda da Halkçı Parti İl Başkanı Mustafa Uçar’ın YSK nezdinde itirazda bulunmasına rağmen SODEP İl Başkanlığı Seçim Kurulları nezdinde herhangi bir itiraz teşebbüsünde bulunmamış, “Biz istediğimiz aldık” demekle yetinmişti. Bu siyasi süreçte yaşananlara “CHP’nin Mersin’de Yerel İktidarı Ne Zaman Başladı” başlıklı yazı dizilerimde geniş bir biçimde yer vermiştim. Bir sonraki yazımda Sosyal Demokratların 1984 Yılında Mersin Belediye Başkanlığı seçimini neden kaybettiklerini okuyabileceksiniz. Devam Edecek.

Münif APARI