"..Mersin'de belediyelerin hilkat garibesi kavşaklardan çağdaş ulaşıma geçmesi, aslında bir zihniyet devrimidir..."
Mersin her dönem değişen yönetim anlayışlarıyla yol aldı. Her belediye başkanının “yoğurt yiyişi” farklıydı, hepsi kendi tarzını ortaya koydu. Kimi rutini sürdürdü, kimi heyecan getirdi, kimi ise yenilikçi adımlar attı. Ancak şu bir gerçek ki: Kent yönetiminde akıl, bilim ve vizyon varsa; gerisi zaten kendiliğinden geliyor.
İşte bu noktada Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in kentte oluşturduğu çağdaş yönetim anlayışı, sadece yatırımlarla değil, kente kattığı zihinsel dönüşümle de kendini gösteriyor.
Bugün Mersin’in caddelerinde gördüğümüz o sarı çizgiler, yalnızca bir boyadan ibaret değil. Onlar, planlı kentleşmenin, düzenli ulaşımın, modern şehircilik anlayışının görsel imzası. Her seferinde gördüğümde içim huzurla doluyor. Bu sarı çizgiler bana şunu söylüyor: “Bu kent, artık gelişigüzel değil, akılla yönetiliyor.”
Aynı şekilde, Seçer’in hayata geçirdiği akıllı kavşaklar sayesinde yıllardır Mersinli sürücülerin kabusu olan “anlamsız döner kavşaklar” artık tarih oldu. Trafikte yaşanan keşmekeşin yerini, planlı ve düzenli bir akış aldı. Hilkat garibesi kavşaklardan çağdaş ulaşıma geçmek, aslında bir zihniyet devrimidir.

Fakat mesele yalnızca altyapı, üstyapı yatırımları değil… Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin “halka dokunan” projeleri, kentle vatandaş arasında duygusal bir bağ kuruyor. “Halka hizmet, Hakk’a hizmettir” anlayışı; bu şehirde artık bir slogan değil, belediyecilik felsefesi hâline geldi.
27 Mayıs’ta Büyükşehir Belediyesi’nin çağrısıyla yapılacak toplantıda, atıl vaziyette kirli çevresiyle kentin göbeğinde akan Müftü Deresi üzerinde Müftü/Efrenk Vadisi Yaşam Alanı Projesi, kent paydaşlarının öneri ve katkılarıyla şekillendirilecek. Bu toplantı, katılımcı bir belediyecilik anlayışının güzel bir örneği olarak öne çıkıyor. Projeye dair alınan görüşler ve öneriler titizlikle değerlendirilecek ve bu önemli yaşam alanı Mersin halkının ortak aklıyla hayata geçirilecek. Bu da Mersin’i doğayla barışık, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir marka kent yapma vizyonunun güçlü bir parçasıdır.
28 Mayıs’taki bir diğer önemli etkinlik ise “Mersin Büyükşehir Belediyesi Uluslararasılaşma Çalıştayı”… Bu çalıştay, Mersin’in küresel kimliğini inşa etme hedefinin güçlü bir adımıdır. Mersin sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz’in de parlayan yıldızı olmaya aday bir kenttir. Bu hedefe ulaşmak için atılan her adım, her fikir ve her katkı çok kıymetlidir.
Ben bu kentin eski bir gazeteci olarak, kentimin her taşında emeği olan tüm başkanlarını köşemde yeri geldikçe değerlendireceğim. Ama hakkını da teslim edeceğim. Bugün Mersin’in havası değiştiyse, bunda Seçer ve ekibinin akılcı planlamalarının payı büyüktür.
Son sözüm şudur: Mersin’in her köşesi, merkeziyle, ilçeleriyle ve kırsalıyla birer yaşam merkezi olmalı. Umutla, emekle ve sevgiyle…
Çünkü biz bu kenti sadece yaşamak için değil, yaşatmak için de seviyoruz.