“..Yokluktan, açlıktan geldi. Bugün haykırdığı söz: Biz sınıf değiştirmedik. Parayla bozulmadık. Hâlâ köylümüzün, işçimizin yanındayız, dedem…”

Yokluktan, açlıktan geldi. Bugün haykırdığı söz: "Biz sınıf değiştirmedik. Parayla bozulmadık. Hâlâ köylümüzün, işçimizin yanındayız, dedem!”

Bugün bu sözleri söyleyen adamı yıllar öncesinden tanırım. Yolumuz, Toroslar Belediyesi meclis üyeliğinde kesişti. CHP Mersin’de ilk kez yaşanan sarsıcı bir gelişmeyle, kardeşinin yönettiği ekipten gelen güdümlü istifalarla başkanlık düşürülmüştü. İşte o gün, haksızlığa karşı aynı safta durduk. Direndik, omuz omuza yürüdük.

Gurol Akbas 1

Davudi sesiyle, elinde bağlamasıyla hem çalar hem söyler. Sofralarda neşesi boldur. Türküler ağzından dökülürken sohbet susar, kulak kesilirdik.

Bir zamanlar kilolu, tombul bir adamdı; midesine kelepçe taktırmadan önce... Yokluğun içinden gelen, açlığı da sefaleti de yaşamış, bölgemizin evlâdı. Ortaokulda sınıf arkadaşım olan devrimci Avukat Fethi Kaplan’ın belediye başkanlığı döneminde, kendi belde belediyesinde çalıştı. Solcular gibi sağ kesimle de insani bağlar kurmayı başarmış, girişken, atılgan, tipik bir CHP’li.

Düğdüören köyündendir… Toroslar’ın eteklerinde, halk arasında “Tahtacı köyü” diye bilinen bu köy; Çopurlu, Buluklu, Araplar, Kaşlı gibi Mersin’in yükseklerinde, adeta Ankara’nın Çankaya’sını andıran yamaçlardadır. Oraların çocuğu... Bu topraklarda doğdu, büyüdü. Gönüllerde yer etmiş bir yörenin insanı. Tahtacı Dede’nin çocuğu, Hayatın her rengini görmüş, cezaevi duvarlarını da...

Gurol Akbas 55

Yıllar sonra Mersinliler yeniden dağlara dönüp bakınca, bu yörenin altın kıymetindeki her karışını bilen biri olarak kafasını çalıştırmış... Büyüklerine saygılı oğullarıyla, bir araya getirdiği kardeşleri ve akrabalarıyla birlikte, çevresinde “tek geçerim” denilen sevilen bir emlakçı olmuş. 60’lı yaşlarında olmasına rağmen, her sabah erkenden dükkânında. Hâlâ ayakta, hâlâ üretken...

Yörenin zirvesine yaptırdığı, havuzlu villasında çocukları ve torunlarıyla birlikte yaşıyor. Torunlarına duyduğu sevgiyle, onların ona gösterdiği bağlılık öylesine güçlü ki... Herkese nasip olmayacak sıkı bir aile bağı var.

Sert mizacının ardında yumuşacık bir kalp taşıyor. Sofrası her zaman zengin, herkese açık.

Gittiği hiçbir lokantada onu tanımayan garson yok. Herkes onu dört gözle bekliyor. Yemeğe başlamadan ve sonlarına doğru, garsonlara yüklü bahşişler veriyor. Herkesin el üstünde tuttuğu biri…

Gurol Akbas 77

Atalarımız boşuna dememiş:

“Bir insanın dostluğunu içki masasında ve yolda öğrenirsin.”

İçkiliyken, tahrik edilmedikçe, ayağına basılmadıkça renkli bir masa arkadaşıdır. Neşelidir. Yol arkadaşlığıysa, bambaşka bir keyif.

Yanlış yapanlara anında caz yapar! Tepkisini gösterir...

Yaklaşık iki yıldır dostluğumuz gelişerek sürüyor. Ben onu iki kez ağırladıysam, o beni hep misafir etti. Yanında hesap ödemek kolay değildir. Cömerttir. Eli açıktır.

Seveni kadar sevmeyeni de var. Emlakçılığı güvenilir ve prensiplidir. Alışverişlerinde net, açık, sağlam duruşludur. Yaşadığı sade ama imrenilesi hayatı, belli ki birilerini kıskandırmış. Ama o kimseyi kıskanmaz. Sevdiklerine sımsıkı sarılır, kolay kolay da bırakmaz.

Zaman zaman bana da soranlar oluyor:

“Niçin bu adamla berabersin?”

İşte bu yüzden yazdım. Merak edenlere cevap olsun diye…

Herkes onu daha iyi tanısın diye…

Gurol Akbas 99

Adı: Gürol Akbaş…

Gurol Akbas 66