Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceği; Washington’un stratejik hesapları, İsrail etkisi ve ABD’deki Türk lobisinin sahadaki gücüyle şekilleniyor.
Türk-Amerikan ilişkilerinin geleceğini analiz ederken öncelikle Amerika tarafının uzun dönemli stratejik planlarını dikkate almak durumundayız. Zira uzun dönemli plan yapan da ABD tarafı, dış politikası bir politik lobinin elinde oyuncak olan da.
Evet, ABD tüm uluslararası ilişkilerini İsrail’in çıkarlarına göre belirliyor. Zira Amerikalı politikacılar Yahudi parası olmadan bir seçim düşünemiyorlar. En kolay ve garantili çözüm olarak buldukları yol budur.
Bu durumda Türk-Amerikan ilişkileri, gelecekte Türkiye ile İsrail’in ilişkilerinin ne olacağına bağlı, bu bir.
İkincisi, ABD gizli servislerinin ve etkin siyasi kurumlarının Türkiye’ye ne kadar gereksinim duyulacağına dair verecekleri raporlar bu konuda çok önemli olacaktır.
Nadir elementlerin durumu, Doğu Akdeniz’deki dengeler, İran’ı çökertme planları, Türkiye’nin Azerbaycan ve diğer Türki Cumhuriyetler ile ne kadar yakın duracağı, Avrupa’nın Türk ordusuna ne kadar yaslanmak isteyeceği ve ABD’nin Kürtlerle olan ittifakından vazgeçip geçmeyeceği konularındaki gelişmeler en önemli konulardır.
Türkiye’de yeni kurulacak hükümetlerin Osmanlıcılığı ve rantçılığı bir kenara bırakıp uzun dönemli barışcı dış politika planları yapacağını varsayarsak, Çin silah teknolojisinde açık ara bir numara oluncaya dek hükümetler ABD’ye teknolojik üstünlüğü nedeniyle yakın durmak isteyeceklerdir.
Bir önemli konu da ABD’deki Türk derneklerinin ve insanlarının ne kadar etkili çalışacakları konusudur. Etkili bir Türk lobisi ‘tüm siyasetin lokal olduğu’ ABD’de yepyeni bir ‘vazgeçilmez dost Türkiye’ anlayışı yaratabilir. Bu durumda Türkiye tarafı inanılmaz önemde bir avantaj sağlayacaktır.
Görüşümüze göre, en garantili iyi ilişki temeli burada yani eyaletlerdeki Türk dernek ve kurumlarının çabalarında yatmaktadır.
Festivallerle, Türk okulları ile, ulusal ve dini bayram kutlamaları ile biraraya getirdiğimiz insanlarımızı, birer lobicilik gönüllüsü haline dönüştürmek zorundayız.
Prof Dr Ali Vural Cengiz
Grand Canyon Üniversitesi
Ekonomi ve Siyaset Bilimi Profesörü
Phoenix, Arizona