Bugün etrafımızda olup bitenlere, kimler ne, neler yapıyor ve nasıl yapıyor olduğuna bir bakalım.
Çalıştığınız kurumun yöneticilerini, bizi yönetenleri, bir milyon ve üzeri izlenen parçaları, sosyal medyada beğenisi yüz binleri bulanları, takibi çok olan sayfaları, amirinizi, müdürünüzü, patronunuzu, üniversitede hocalarınızı vs. hepsini sorgulayalım. Kaç tanesi zekasıyla, kavrayışıyla popüler olmuş ya da bir koltuğa oturmuş? Bir elinizin beş parmağını geçmiyor değil mi?
İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik nelerdir sorusuna, klasik cevaplar hazırdır. Bilinç, düşünce kapasitesi, planlama, geleceği öngörebilme, karmaşık problemleri çözebilme diye sıralanır. Zeka ve kavrayış ise bunların toplamıdır. O olmadan yukarıda saydıklarımız sıradanlaşır.
Zeka, insanlar arasında kıskanılacak ve öfkeyle karşılanacak bir niteliktir. Maalesef zekanın, toplumda kabul görmesi ya da ileriye taşınabileceğinin düşünülmesi hayatın gerçeklerini öğrenememiş olmaktır. Düşünün, biri ile konuşuyorsunuz, karşınızdakinin sizden çok daha zeki olduğunu gördünüz. Ne düşünürsünüz? Bilinçdışı olarak kendinizin aptal ya da yetersiz olduğunuzu, karşınızdaki kişinin de bunu gördüğünü ve sizi küçümsediğini düşünebilirsiniz. İstemeden de olsa kıskançlık ve öfke içinizde büyümeye başlar hatta nefrete dönüştüğü zamanlar bir olabilir. Bu öfke itina ile bastırılır, kendinize bile itiraf edemezsiniz ta ki bir gün o zeka size tehlike, risk oluşturuncaya kadar.
Zekanı gösteriyorsan karşındakine ‘sen aptalsın’ diyor olabilirsin, bu da çoğu kişide aşağılanma hissi yaratabilir. Toplumda statü ya da zenginlik saygı görür. Zeka mı? En iyi ihtimalle yok sayılır. Bir de fark edilirse, bu bir küstahlık gibi algılanır. Herkes kendisini zeki görmek ister ve başka biri ile bu anlamda kıyaslanmak istemez. Eğer bir arada iseler zekayı aşağıya çekmek ancak hakaret ya da suçlayarak sağlanabilir. Böylece öfke, küçümseme, hakaret alanında eşitlenildiği düşünülür.
Zekayı toplumda göstermek ise daha büyük bir tehlikeyi yanında getirir. Zeka sahibini küçük düşürmek adına insanlar fırsat kollayıp, her türlü konu üzerinden eleştireleri yağmur gibi yağdırır, doğru ya da yanlış fark etmeksizin karalar, bahaneler üretir. Taa ki zeka alt edildiği, yok edildiği düşünülene kadar.
Aptal olmak, sosyal çevre oluşturmak için bir avantajdır. Zira zeka, insanı yalnızlığa iter. Zeki kişiler bilinçdışı bir kıskançlıkla toplum dışına itilir. Zihinsel üstünlüğe sahip olmayan insanlar ise kendisinden daha aşağıda olan insanlarla birlikte olmayı arzular ve tercih eder. Çünkü düşük zekalı biri daha uyumlu, anlayışlı, sevecen ve daha samimi davranışlar sergiler. Neden mi? Çevresine ihtiyaç duyar, ancak onlarla varlığını kabul eder ya da ettirir. Tamda bu sebeplerden siyasette, bilimde, sanatta, akademide vasat olanlar hızlı bir şekilde yükselirken nitelikli veya zeki olanlar görmezden gelinir.
Kıssadan hisse toplum vasat olanı ödüllendirir, nitelikli olanı dışlar…