Bu yazı dizimin ilk bölümünde 12 Eylül 1980 darbesi sonucunda CHP ve AP ile birlikte tüm Siyasi Partilerin Genel Başkanlarına getirilen siyasi yasakları, yeni anayasayı yapmak üzere 1981 Yılında Danışma Meclisinin kurulmasını, yeni anayasanın 1982 Yılında Halkoylamasına sunulmasını ve 1983 Yılında yeni siyasi partilerin kurulmasını okuyabileceksiniz.
12 Eylül 1980 Askeri darbesi sonrasında tüm siyasi partiler kapatılmış ve demokratik yaşama son verilmiş, Siyasi Partilerin Genel Başkanlarına da siyasi yasak getirilmişti. Adalet Partisi Genel Başkanı Süleyman Demirel Eşi Nazmiye Demirel ile birlikte Zincirbozan’da, CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit ise Eşi Rahşan Ecevit ile birlikte Hamzakoy’da zorunlu ikamete tabi tutulmuşlardı. O yıllarda yaşananlar, o yılları yaşayan gerçek devrimci demokrat aydınlarımızca kaleme alınmış, kendilerinden sonraki nesillere de tüm gerçekliğiyle aktarılmıştı. Yaşam, faşist Kenan Evren cuntasının her gün yayınladıkları bildirilerle kontrol altında tutuluyor, Kamu Kurum ve Kuruluşları kışla düzeninde görev yapıyordu. Özellikle de CHP’li Belediyeler Evren ve Konseyi tarafından terör odağı olarak görülüyor, Halka hizmet vermeleri bir anlamda engellenmeye çalışıyordu. O günlerde Mersin Belediyesinde Başkan Yardımcısı olarak görev yapmamdan dolayı, Çalışma Arkadaşlarımla birlikte her sabah mesaiye gelirken “Bugün acaba neyle karşılaşacağız” tedirginliğiyle göreve başlıyorduk. Sonuçta askeri vesayet sürecinde birçok arkadaşımızla birlikte bedel ödemek zorunda kaldık. Tek dileğimiz bu faşist cunta yönetiminin bir an önce sona ermesi ve demokrasinin tüm kurumlarıyla geri gelmesiydi. O zor günlerde Demokratik yaşamı çok hem de çok özlemiştik. Bu yazımda o dönemle ilgili bazı hatırlatmalar yapacak, bunun yanı sıra da 6 Kasım 1983 Milletvekili Genel Seçimlere katılacak siyasi partilerle ilgili yaşanan süreci anlatmaya çalışacağım.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI, DANIŞMA MECLİSİNİN OLUŞUMU
Genel Kurmay Başkanı Kenan Evren ile 4 Kuvvet Komutanından oluşan Milli Güvenlik Konseyinin (MGK) 67 İlden seçtikleri Danışma Meclisi, 1982 Anayasası'nı hazırlamak için Kurulan Kurucu Meclisi oluşturan iki organdan biriydi. 160 üyesi olan Danışma Meclisinin üyeleri iki gruptan oluşuyordu. Her ilin valisi o ilden Danışma Meclisine girecek üye sayısının üç katı sayıda aday saptıyor, MGK'nın bu adaylar arasından seçtiği 120 üye Danışma Meclisi Üyesi olarak atanıyordu. İkinci grup ise MGK'nın doğrudan atadığı 40 üyeydi. Danışma Meclisi 23 Ekim 1981 tarihinde açıldı. Danışma Meclisinin önemli görevleri arasında, yeni bir anayasanın yapılması ile siyasi partiler ve seçim yasalarının hazırlanması yer alıyordu. Danışma Meclisine dönemin Mersin(İçel) Valisi ve o tarihte aynı zamanda Mersin Belediye Başkanlığı görevini de yürüten Fahri Öztürk (Gazeteci-Yazar Saygı Öztürk’ün Ağabeyi) memleketi Yozgat İlinin temsilcisi olarak atanmış, Mersin’i temsilen ise Turhan Güven ve İbrahim Göktepe Konsey tarafından seçilmişti. Danışma Meclisi hazırladığı Anayasa metnini 23 Eylül 1982'de Milli Güvenlik Konseyine sunmuştu. MGK'de metin üzerinde yaptığı değişikliklerden sonra 7 Kasım 1982 tarihinde Anayasayı Halkoyuna sundu ve sonuçta Anayasa % 91,37 oyla kabul edildi. Anayasanın kabulüyle birlikte Devlet Başkanı olan Kenan Evren’de Türkiye’nin 7. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiş oldu. Yeni Anayasanın % 91,37 gibi yüksek bir oyla kabul edilmesinin ardında yatan gerçek biran önce demokrasiye geçişin sağlanması içindi. Eğer 1982 Anayasası kabul edilmeseydi, 6 Kasım 1983 Milletvekili Genel Seçimleri yapılamayacak, Devlet Konseyinin (MGK)görevi sonlanmayacak, faşist cunta yönetimi de ucu açık olarak görevine devam edecekti. Demokrasi ise tarihi belirsiz bir başka bahara kalacaktı. Bunlara rağmen cunta anayasasına kabul oyu vermek içime sinmediğinden, ret oyu vermiştim.
YENİ ANAYASA İLE BİRLİKTE SİYASİ YAŞAMA GEÇİŞ SÜRECİ BAŞLAMIŞTI.
12 Eylül 1980 darbesinin askeri yönetimi, bir yandan Türkiye'nin siyasal yaşamına şekil verirken, diğer yandan siyasetin felsefesi ile önemli isimlerini ve kurumlarını kalıcı bir biçimde değiştirip, yeniden yapılandırmayı amaçlıyordu.
7 Kasım 1982 tarihinde Halkoyuna sunulan Anayasa'nın kabul edilmesinden sonra, Danışma Meclisince kabul edilen ve Milli Güvenlik Konseyince onaylanan Siyasi Partiler Kanunu'nun 24 Nisan 1983'te yürürlüğe girmesiyle siyasi yaşama kademeli olarak geçiş başlamıştı. MGK’ne göre Yeni siyasi partiler 12 Eylül Darbesi'ne karşı beyan ve davranışta bulunamayacaklardı. Siyasi Partiler Yasasının geçici hükümlerine göre, ilk genel seçim sonucu Yüksek Seçim Kurulunca ilan edilinceye kadar geçen süre içinde kurulacak partilerin kurucu listeleri Milli Güvenlik Konseyinin onayından geçecekti. Yeni kurulacak siyasi partiler MGK'nin onayından geçmiş en az 30 kurucu üyesinin kabul görmüş olması koşuluyla seçimlere katılabileceklerdi. Siyasi Partiler Kanununu 1983 Haziranında Milli Güvenlik Konseyinin onayından geçen Seçim Kanunu takip etti. MGK, siyasi parti kurucuları listesinde olduğu gibi seçime katılacak partilerin milletvekili adayları listesini de inceleyecek, uygun bulmadığı isimleri veto edebilecekti.
YENİ SİYASİ PARTİLER KURULUYOR. MDP, ANAP, HP, SODEP VE DİĞERLERİ
1983 Yılının Nisan ayı sonlarına doğru yeni siyasi partilerin kurulması serbest bırakıldı ve antidemokratik olsa da siyasi yaşamın ilk adımı atılmış oldu. İlk siyasi parti kurma girişimi Merkez sağ için düşünülen Başbakan Bülend Ulusu’nun siyasi yasaklı Süleyman Demirel ile iletişime geçmesiyle yaşandı. Ancak Süleyman Demirel gerekli desteği vermeyeceğini "Tapulu arazime gecekondu yaptırmam" sözüyle açıkladı. Bülend Ulusu’nun parti kurma çabası boşa çıkmıştı.
Bu sonuçsuz girişimin ardından Emekli Orgeneral Turgut Sunalp’ın Genel Başkanlığında 16 Mayıs 1983 tarihinde 12 Eylül ruh ve felsefesinin devamı olduğunu açıklayan Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) kuruldu ya da daha doğru bir ifadeyle MGK tarafından kurduruldu. Bu yeni siyasi yaşamın ilk kurdurulan partisiydi. Bülent Ecevit’in siyasi yasaklı olmasından dolayı liderlik arayışında olan merkez solda ilk kurulan parti 19 Mayıs 1983 tarihinde siyasi yaşama adımını atan Halkçı Parti (HP)oldu. Halkçı Partinin ilk Genel Başkanı ise İsmet İnönü’nün Özel Kalem Müdürü, Bülend Ulusu'nun da Başbakanlık Müsteşarı olan Necdet Calp’ti. Siyasi yaşamın 20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan 3. partisi ise 12 Eylül askeri rejiminin Başbakanı Bülend Ulusu’nun Başbakan Yardımcısı olan ve 1982 Yılında Hükümetten istifa eden Turgut Özal’ın Genel Başkanı olduğu Anavatan Partisi (ANAP) olmuştu. Eski partilerin devamı olmadığını, ancak eski siyasi görüşleri içinde barındırarak, dört eğilimi birleştirdiğini iddia eden ANAP’ın kadrosunda ağırlıklı olarak bürokratlar ve bankacılar yer alıyordu.
MGK'nin icazet alınmadan ve kabul görmeden kurulan, Cumhuriyet Halk Partisinin sosyal demokrat kadrolarının büyük bir bölümünü bünyesine alan Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) ise 6 Haziran 1983'te kuruldu. İsmet İnönü'nün akademisyen oğlu Fizik Profesörü Erdal İnönü önceleri gönülsüz olmasına rağmen daha sonra SODEP’in Genel Başkanı olmayı kabul etmişti. Milli Güvenlik Konseyinin icazeti ve yönlendirmesi olmadan kurulan merkez sağ görüşlü partilerden biri ise kuruluşunu Süleyman Demirel'in yönlendirdiği Büyük Türkiye Partisi (BTP) idi. 20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan Partinin Genel Başkanı Emekli Orgeneral Ali Fethi Esener olmuştu. Parti kurucuları kapatılan Adalet Partisinin (AP) kadrolarından oluşuyordu. Kenan Evren'in çok sert eleştirilerine hedef olan BTP 31 Mayıs 1983'te, MGK'nın 79 sayılı kararı ile eski bir partinin devamı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Bu partinin kurucuları da siyasi yasaklılar listesine alındı. BTP’nin kapatılmasından sonra Yıldırım Avcı’nın Genel Başkanlığında yine eski Adalet Partisinin devamı olan Doğru Yol Partisi (DYP) 20 Haziran 1983 tarihinde kuruldu. DYP, çok kısa bir sürede 67 ilde ve 427 ilçede örgütlendi ve kuruluş dilekçesini 24 Haziran 1983 tarihinde İçişleri Bakanlığına teslim etti. Erbakan’ın Milli Selamet Partisinin eski kadroları ise 7 Temmuz 1983 tarihinde Refah Partisini (RP) kurdular.
Alpaslan Türkeş’in kapatılan Milliyetçi Hareket Partisinin yerine ise MHP tabanını sahiplenmek için 7 Temmuz 1983 de Muhafazakar Parti kuruldu. Parti, 30 Kasım 1985 tarihinde adını Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) olarak değiştirerek, siyasi yaşamına devam etti. MGK'nın 99 sayılı kararı uyarınca 24 Ağustos 1983 tarihine kadar kurucu üye sayısı 30'u bulamayan partiler 6 Kasım 1983 tarihinde yapılacak seçimlere katılamayacaktı. Kurucu Üyeleri en çok veto edilen partiler ise SODEP ve DYP olmuştu. SODEP'in, Genel Başkanı Erdal İnönü de dahil olmak üzere 21 kurucu üyesi, DYP'nin de birçok kurucu üyesi Milli Güvenlik Konseyi tarafından veto edildi. Bu nedenle SODEP ve DYP ile birlikte kurucu üyeleri veto edilen Refah Partisi ve Muhafazakar Partide 30 kurucu üye sayısını zamanında tamamlayamadıkları için 6 Kasım 1983 Seçimlerine katılamayacaklardı. MGK'nın veto barajını aşıp 30 kurucu üye şartını yerine getirebilen MDP, HP ve ANAP 6 Kasım 1983 genel seçimlerine katılma hakkını elde etmişlerdi. Seçimlere katılacak üç partinin ilk aday listelerini 4 Eylül 1983 tarihinde kadar Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) vermeleri gerekiyordu.
Bir sonraki yazımda Halkçı Parti ve SODEP’in Mersin’deki örgütlenme çalışmalarını, Halkçı Parti’nin Mersin(İçel) Milletvekili Aday listelerinin oluşumunu, MGK’nin veto ettiği milletvekili adaylarını ve 6 Kasım 1983 Seçimlerine uzanan süreci okuyabileceksiniz.
Devam Edecek.
Münif APARI