Bu Akşam Alanya’dan geldim. Arabadan iner inmez kulübesinden fırlayıp bahçe tellerine ön ayaklarını dayadı. O cüsseli, kendine özgü “konuşan” sesiyle sevincini belli ediyordu. Meğer bu, birbirimize son bakışımızmış…

Bu akşam evimizin önünde sessizliğin içine bir acı düştü.

Poyraz…

Bir aracın hızla çarpıp kaçmasıyla o güzel yüreği sustu.

Poyraz bizim için bir köpek değildi. Ailemizin bir neferiydi; dağ evimizin sadık bekçisi, gecelerimizin huzuru, bahçemizin neşesiydi. Bizimle yaşadı. Ve ne yazık ki gözlerimizin önünde hayattan koparıldı.

Bu akşam üstü Alanya’dan geldim. Arabadan iner inmez kulübesinden tellere doğru fırlayıp O kendine özgü “konuşan” sesiyle sevincini belli ediyordu. Meğer bu, birbirimize son bakışımızmış…

Akşam yemeğinden sonra Deniz, “Poyraz’ı biraz dışarı çıkarayım, dört gündür bahçeden çıkmadı, Ceylan’la oynasınlar” dedi.
Ben de “İyi olur, sevinsin” dedim.
Dışarı bırakmamızdan sadece on dakika sonra o uğursuz çarpma sesi geldi.

Ne fren, ne duruş… Sadece hız ve kaçış.

Yola baktım. Parlak beyaz birkaç plastik parça… Lüks, yeni bir araçtan kopmuş belli. Ama direksiyonun arkasındaki kişinin yüreği eski ve yoksul. Merhameti olmayan vicdansız!

Bir can çarpılıp geçilecek bir eşya değildir.
Bir hayvan, sahibinin gözünde sıradan bir canlı değildir; aile bireyidir, emekle büyütülmüş bir candır.

Picsart 25 11 14 22 50 04 277-1

Ama bazıları için hız insanlıktan değerli.
Çarpıp kaçmak vicdandan kolay.
Geri dönüp bakmak bile zul geliyor onlara.

Böylelerine söyleyeceğim şudur:

Hızınıza yenilip insanlığınızı kaybettiğiniz gün, bir köpeği değil; aslında kendinizi öldürdünüz!
Bu canın hesabı er ya da geç sorulur.

...

Ceylan, hâlâ Poyraz’ın yattığı yerde bekliyor. Onun gözlerindeki yas, insanın içini burkan bir sessizlik taşıyor.
Bazen bir köpeğin sadakati, insanların kaybettiği bütün değerleri bir aynaya çeviriyor.

Evimizdeki sessizlik artık daha ağır.
Bahçemizin kapısı daha boş.
Kulübesinin önü, sanki bizden bir parça eksilmiş gibi.

Poyraz…

O'na çarpıp kaçan o sürücünün bıraktığı beyaz parçalar hâlâ yerde, beş para etmezler ama bir canın değerinin nasıl harcandığını hatırlatıyor.
İnsanlığın düştüğü yeri gösteriyor.

Bugün bir köpeğe çarpıp kaçan…
Yarın bir insanı da yolda bırakır.
Vicdansızlık, bir kez kapıyı açınca sınır tanımaz.

Bu satırları okuyan herkese sesleniyorum:

Direksiyondan önce vicdanınızı düzeltin.
Hızınızı değil, kalbinizi kontrol edin.
Bir anlık dikkatsizlik bir canı söndürür; sizde ise bir ömürlük karanlık bırakır.

Ve o sürücüye…

Sen kaçtın ama Poyraz’ın canı geride kaldı.
Sen kaçtın ama sorumluluğun peşinde.
Sen kaçtın ama utancın hayat boyu seninle yaşayacak.

Poyraz…
Sen bizim için sadece bir bekçi değildin; evimizin nefesiydin.
Şimdi seni toprağa değil, kalbimize gömüyoruz.

Mekânın ışık olsun güzel neferimiz.
Seni çarpıp kaçanlar bir gün aynaya baktığında yüzlerine tahammül edemezse…
İşte gerçek adalet o zaman yerini bulacak.

Picsart 25 11 14 22 47 45 711