".. Lüks yaşamın sınırı yok ki ve kimseye de özenilmez! .İnsanca yaşamak bizim de hakkımız ama başımızdakiler..."

Evet sevgili dostlar, tmm kötü bir ekonomik yönetim ve ortam var ama eskiden insanlar unu çuvalla, şekeri çuvalla, yağı teneke ile, peyniri de tulum tulum alıyormuş.Şimdi ise peyniri kilo ile, yağı bir kaç litre, şekeri de bir kaç kilo zor alıyormuş.Doğru;Eskiden böyleydi...Çünkü eskiden insanların KAFASI çalışıyordu.
-Eskiden insanlar, yağ, peynir, un, şeker gibi TEMEL GIDA maddelerine öncelik verirdi.
Adı üstünde temel gıda maddeleri.
En çok önem verilmesi gereken şeyler bunlardı.
-Eskiden insanlar, 3 kilo şeker parasına, gidip 1 bardak KAHVE içmezlerdi.
1 kg et parasına, oturup bir hamburger MENÜ yemezlerdi.
Öğrenciler, evde 3 günlük makarna yiyip, dışarda cafelerde, nargileye, wayt çaklıt mokkaya 30 lira vermezlerdi. Sırf bir kaç fotoğraf çekip sosyal medyada ben sınıf atladım hissi veren, UCUBE fotoğraflar paylaşmazlardı. Evlerde Led ekran, internet bağlantılı televizyonlar yoktu. İnternet de yoktu. Eskiden insanlar, ihtiyacı kadar elbise, ayakkabı alırdı. Sırf marka diye, sırf birilerine hava atacağım diye, tonla para harcamazlardı.
    Eskiden insanlar, 80 bin liralık telefonu ilk alanlardan olmak için, gece yarısından mağaza kuyruğuna girmez, mağaza açılır açılmaz da, yem zamanı gelmiş SIĞIR gibi içeri dalmazlardı.Eskiden insanlar, çocuklarına en fazla bir kaç adet oyuncak alırlardı. Oyuncaklarla dolu odalar olmazdı.
    Eskiden insanlar, yemeklerini dışarda yemezdi. Dışarda kahvaltı filan hiç yoktu. Kimse 1 aylık kahvaltılık parasına, gidip dışarda KAHVALTIyapmazdı.Dışardan eve yemek söylemek ayıptı. Eşek kadar kızlar, eve pizza söylemez, eşek kadar erkekler, akşama kadar odalarına kapanıp bilgisayar oyunu oynamazdı. Yetişkinlik çağına gelmiş her kız ve erkek, kendi evini çevirecek şekilde davranırdı. -Erkekler dışarda ÇALIŞIR para kazanır, kızlar ev işi yapardı. Sırf aileden uzak, rahat takılmak, uyduruk ve apartman üniversitelerde okumak için şehir dışına çıkılmazdı. Okuyorum diyerek, annenin babanın iliği kemiği kurutulmazdı.En azından insanlar, 1000 liraya kablosuz kulaklık almaktansa, 3 çuval şeker alayım diye düşünecek kadar akıllıydı.
-Eskimeyen çöpe attığı pahalı marka ayakkabıları giymeye devam edip, ona vereceği bin lirayı, yağa, peynire verirdi. Lüks yaşamın sınırı yok ki ve kimseye de özenilmez! .İnsanca yaşamak bizim de hakkımız ama başımızdakiler cebini doldurmakta meşgul! O zaman ayağını YORGANINA göre uzatacaksın...
Saygılarımla...( Bir yerde okudum ve yorumladım)