Evet sevgili dostlar , metropol kentlerinin en büyük sorunu TRAFİK ..Göç aldıkları ve büyüdükleri sürece, kentlerin sokakları taşıtlar için tam bir  KAOS oldu.. Şehirlerimiz kalabalıklaştıkça sorunlar oluştu, sorunlar oluştuktan sonra da idaresi zor oldu .
    Bizim güzel kentimizin merkezi de aynı sorunlarla boğuşmaya çalışıyor.. Geçmişten beri vizyon ve misyondan uzak yöneticiler seçerek bu kentte ihanet ettik..Yollar aynı ama insandan çok taşıtlar var..Alternatif ulaşım ve yollar yapılmayınca insanlar artık trafikte birbirlerinin anasını, bacısını sora sora AKRABA oldular..Bir kentin yöneticileri gelecek kuşakları düşünmek zorunda..
  İki örnek ile yazımı bitireyim..19 Ocak cuma günü  sosyete pazarı kurulur mu? Çünkü, o gün karne günü ve sosyete pazarının bitişiğinde bir ilkokul var.. Araçlar ve seyyar satıcıların oluşturduğu hengamede veliler resmen çocuklarıyla SURVİVOR oynayarak karşıdan karşıya geçerken içim burkuldu...ikinci örnek ise yine aynı gün, kentin neresinde vefat edersen et, Muğdat camisinden cenazen kalkınca sanki direk cennete gideceksin , cenaze yoğunluğu bir taraftan, kaldırım ve köşe başlarında seyyar satıcılar yer tutmuş, insanlar kaldırımlarda yürüyemiyor ve ZABITA memurları da
keyifle çay ocağında çay içmekte ...Her zaman dediğim bir şey var; FIKRA gibi bir ülkeyiz!
Saygılarımla...