İki sol parti, bir sağ iktidar ve bir gazete… 80’lerin Mersin’in de siyasetin ve medyanın seçimlere nasıl yön verdiğinin unutulmaz Mersin hikayesi.
Yoğurt Pazarı’ndan Kasap Çengeline:
Bir Seçim, Bir Gazete, Bir Gazetecilik Dersi
1985 yerel seçimlerine iki gün kala, Yoğurt Pazarı’nda karşılaşmıştık.
Konu belliydi: Kim kazanacak?
Ben, Erdal İnönü liderliğinde cuntaya karşı dimdik duran, solda en güçlü parti olan SODEP’in Mersin Belediye Başkan adayı Aklan Yürekli’nin basın danışmanıydım.
O ise Halkçı Parti’nin adayı Kaya Mutlu’nun basın danışmanı…
İddialıyız.
O, “Bu seçimi Kaya Mutlu kazanacak!” diyor.
Ben, “Aklan Yürekli kazanacak!” diye diretıyorum.
Gülümsedi, kendinden emin bir edayla şunu söyledi:
“Seçim sabahı herkesin fikrini değiştirecek bir haberim var.”
Seçim sabahı…
Oy kullanmaya gitmek için evimin kapısını açıyorum. Kapının önünde Ticaret Gazetesi.
Seçim yasağı delinmiş.
Gazetenin birinci sayfasına, at nalı gibi konulmuş bir fotoğraf:
Aklan Yürekli, dönemin Başbakanı Turgut Özal, Anavatan Partisi yöneticileri ve Mersin Belediye Başkan adayı Okan Merzeci yan yana!
Bomba!
Haberin içeriğini anlatmama gerek yok.
Gazeteciliklerini konuşturmuşlar.
Sokağa indim…
Ne göreyim?
Her evin kapısında, her bahçede aynı gazete.
Meğer tüm Mersin’e dağıtılmış.
Sonrası malum…
İki sol parti arasından Okan Merzeci sıyrıldı, belediye başkanlığı koltuğuna oturdu.
Ama hikâye burada bitmez.
Bu “bomba haber” öncesi unutulmaz bir hikayesi; Tankut Tufan’ın ters tarafına gelir, kafasını bozar.
Ve gazetecilik tarihimize geçecek bir sahne yaşanır:
Kasap çengeline takılan ilk gazeteci…
Bu olayı bana hep gülerek anlatırdı:
“Biliyorsun, biz ikimiz noktayla virgül gibiyiz. Tankut abiye taktım. Bir gün Kasaplar Çarşısı’nda karşılaştık. Tartışırken birden beni havaya kaldırdı, ceketimden kasabın çengeline taktı…”
Gazetecilik biraz da böyle bir şeydi o yıllarda.
Bedeli olan, cesaret isteyen bir iş…
Kamil ve Zümrüt Cömertler…
Kuruçeşme civarında, Güney Düğün Salonu’nun altında, uzun yıllar Ticaret Gazetesi’nde mesleklerini onurla sürdürdüler.
Birlikte çok güzel, çok sansasyonel haberlere imza attılar.
Sonra Anamur’a yerleştiler.
Hâlâ oradalar.
Mutlu bir beraberlik içinde, herkesin sevdiği bir gazeteci çift olarak mesleğin içindeler.
Benim yorgun savaşçılarım…
Benim sevgili kardeşlerim…
Bu yazı, biraz nostalji…
Biraz tanıklık…
Ama en çok da, gazeteciliğin ne pahasına yapıldığını, dostlukları unutmamak için.