"..Başkanın özellikle dikkat etmesi gereken önemli bir konu, 12 Kişiden oluşan CHP meclis üyelerini açıkça ikiye böldüğü görülen bir yardımcısının konumu..."
Abdurrahman Yıldız’ın başkanlık döneminde bir ilk yaşandı.
1 Temmuz tarihli meclis toplantısına, “20’lik” olayı damgasını vurdu. Cumhur İttifakı ile hâlâ CHP üyesi gözüken DEM Partili meclis üyelerinin oluşturduğu 20 kişilik blok, meclis gündemindeki tüm maddeleri reddederek siyasi bir gövde gösterisi yaptı. Bu tablo, sadece meclis iradesine değil, halkın temsil hakkına da açık bir müdahaleydi.
Meclisi yöneten Başkan Yıldız’ın, yüz mimiklerine yansıyan burukluğu hepimiz fark ettik. Üzüntüsünü saklayamadı. Ama asıl şaşırtıcı olan, DEM Partili üyelerin mecliste söz aldıktan sonra, Başkan’ın cevabını dahi beklemeden topluca salonu terk etmeleriydi. Belediye Başkanına karşı suçlayıcı, zaman zaman hakaret sınırında sözler sarf edip ardından cevap hakkını yok sayarak dışarı çıkmaları, ne siyasi nezakete, ne demokratik kültüre sığar.
Bu kabul edilebilir bir durum değil!
Madem iddialarınız var, madem eleştiriniz var, o zaman cevabını dinleme nezaketini de göstereceksiniz! Yoksa bu yaptığınız, sadece meclis kürsüsünü tribüne çevirmektir.
Öte yandan Başkan Yıldız’ın işi gerçekten çok zor. Meclis çoğunluğuna hükmedemiyor. Bürokrat kadrolarının ve belediye çalışanlarının büyük bölümü MHP’ye yakın isimlerden oluşuyor. Bir de buna 12 kişiden oluşan CHP meclis grubundaki iç kamplaşmalar eklenince, önümüzdeki 44 ayın kolay geçmeyeceği şimdiden belli oluyor.
Başkan Yıldız’ın özellikle dikkat etmesi gereken bir başka konu ise, meclis üyelerini açıkça ikiye böldüğü görülen bir yardımcısının konumu. Bu ayrışmayı büyüten değil, birleştiren isimlerle yol almak zorunda. Aksi halde bu dönem, sadece hizmetlerin değil, siyasetin de kilitlendiği bir dönem olur.